Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

608 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Kehribar Geçidi, halk arasında Yedi Uyurlar, Ashab-ı Kehf isimleriyle bilinen yedi insan ve bir köpeğin kıssasından esinlenerek oluşturulmuş bir kurgu. Esinlenme diyorum çünkü hikâyenin aslı tam olarak bilinmiyor. Çeşitli din ve dillerde, kahramanları çeşitli isimlerle başka başka anlatılan bir öykü bu zira. Gerek Hristiyanlıkta gerekse İslam’da
Kehribar Geçidi (Ciltli)
Kehribar Geçidi (Ciltli)Nazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,324 okunma
··
8,1bin görüntüleme
İclâl okurunun profil resmi
Elinize sağlık, incelemeniz yine pek çok yönden kitabı ele alan, Nazan Bekiroglu'nun kalemine tanıdık veya yabancı herkesin ilgisini çeken çok hoş bir inceleme olmuş. Uzun zamandır yeni çıkan kitapları takip edemiyorum. Nazan Bekiroglu'nun bu kitabından da sayenizde haberim oldu. Ben de bir şeyi merak ediyordum kitapla ilgili. Benim için Nazan hanımın kalemi Nar Ağacı öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılıyor. Kimi önceki kitaplarını ağdalı veya abartılı bulsa da ben o üslupla tanıdığım sevdiğim için o tadı arıyorum genelde. Nar Ağacı bu noktada beni üzen bir kitap olmuştu. Fazla uzun ve bir nokta bir şeyler eksik gibi. Her neyse... Merak ettiğim bu kitabın bu konuda hangi tarafta olduğu... Yazarın diğer kitaplarına ve üslubuna aşina biri olarak size sormak istedim :)
Emin K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, incelemenin pek çok yönden beğenilmiş ve istifade edilmiş olmasına sevindim :) Ben de Nazan Hanım’ın romanlarını Nar Ağacı ve sonrası diye ayırarak değerlendiriyorum. Ancak Nar Ağacı bir ayrım olsa da sonrasındakiler Nar Ağacı’yla aynı üslupta seyretmiyor. Nar Ağacı sonrası Mücellâ’da üsluptaki sadeleşme zirveye çıkmıştı. Hatta aşağıdaki yorumda da bahsettiğim gibi Mücellâ’yı tam bir klasik roman şeklinde değerlendirmiştim okuduğum zaman; sade bir üslup, olaya dayalı anlatım. Gittikçe sadeleşen olaya dayalı bir anlatıma doğru kayma yani. Nar Ağacı ve Mücellâ’ın ortak özelliği, Nazan Hanım’ın kendi köklerine, geçmişine dair çalışmalar olması. Belki bunun da etkisi vardır diye düşünüyorum. Üslup konusunda ben de Nazan Hanım’ın sadeleşmesinden yana değilim. Çünkü onu o şiirsel diliyle tanıyıp sevmiştim. Onu özgün kılan tarafı bu bana göre. Nar Ağacı’nda hatırlarsanız o şiirsel üslup mektup-günlük tipindeki kısa bölümde görülüyordu en belirgin olarak. Diğer kısımlar daha sadeydi bilindik üslubuna göre. Mücellâ’da öyle bir kısım var mıydı şu an tam olarak hatırlamıyorum. Kehribar Geçidi’nde de o şiirsel -ağdalı veya abartılı da diyebilirsiniz- üslup, Yazıcı Köle Simonides’in yazdığı Hanımefendi Sabina’ya Övgüler adlı metinlerde araya serpiştiriliyor. Bir de Kandilci Feliks’in henüz görmediği, tanımadığı ama “ben varsam, bu hisler bende var edildiyse elbette bunun muhatabı da olmalı” inancıyla varlığına kani olduğu bilinmez sevdiğiyle ilgili sözlerinde var. Yani Nar Ağacı’na göre kurguda daha çok duyuyoruz o üslubu. Ama eskisi kadar çok değil. Bu roman sanki eski üslupla yeni üslubun sentezi olmuş, biraz farklılaşma da var tabi. Romanı okurken yazarın Nazan Bekiroğlu olduğunu unuttuğum kısımlar da vardı, sanki yabancı bir yazardan Roma tarihine ait bir roman okuyormuş hissini kapıldım zaman zaman. Yani sorunuza dönecek olursak; bu kitap ne Nar Ağacı öncesi tarafta ne de Nar Ağacı ve Mücellâ tarafında. Daha farklı bir sentezin olduğu yeni bir kırılma olabilir :) Umarım sorunuza anlaşılır, açık bir cevap olmuştur :)
3 sonraki yanıtı göster
Eylül Türk okurunun profil resmi
Nasıl olurdu biliyor musunuz Emin Hocam, şimdi görüp de bu gidiş nereye diye içimizi karartan ne varsa, gerçekleşmiş olurdu. Gönlümüzde geçen akçeler, bilgelik hazinesi dediğimiz saptamalar, kronik bakışlardan döner ruhumuza saplanırdı... Ölüm rahmettir...Ölüm rahmettir... Ölüm rahmet... Henüz keşfettiğim Wallace Stevens'in nefis dizelerinde olduğu gibi... "Ölüm anasıdır güzelliğin; dolayısıyla, Yalnızca, ondan gelecektir düş Ve arzularımızın tamamlanışı." Ashab-ı Kehf kıssası, başlı başına bir hazine, ne mutlu o uykudan, mağarasının taşlarına ışık isabet edene... Eminim Nazan Bekiroğlu'nun kalemiyle de çok ince hususlar canlanmış, hayat bulmuştur. Vaktinize ve zihninize sağlık Emin Hocam.Beklediğim bir tahlildi, keyifle okudum.🌿
Emin K. okurunun profil resmi
Ashab-ı Kehf de hüzün buluyor ya zaten. Çünkü kazanılan büyük bir kaybedişmiş, buna tanık oluyorlar. Aynı biçimde böyle bir zaman yolculuğu içinde yer alsam hayret ettiğim bir çok şeyin olmasının yanında en tanıdık duygunun yanımdan ayrılmayan hüzün olacağını tahmin ediyorum ben de. Geri kalan insandaki merak ve hayret... Ne kadar lezzetleri acılaştırsa da, korkutucu olsa da, adaletin, insan elinde bir türlü şirazesine oturmadığı bu dünyaya baktığımızda, her şeyin karşılığının görüleceği diğer dünyayı tanıdığımızda, Ölüm nimettir... Ölüm nimettir... Ölüm nimet... Yine tamamlayıcı, güzel bir katkıydı Eylül Hanım, beğenmenize, keyifle okumanıza sevindim. Vakit ayırdığınız ve güzel bir yorumla kattıklarınız için teşekkürler :)
4 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
DERYA okurunun profil resmi
Tarsus da bulunan efsanevi mekanı bende bir çok kez ziyaret ettim hatta biz küçüklüğümüzden beri istemesekte zorla götürülürdük. Hemen yakınında ki kabristanda dedem büyük halam falan defn edilmiş o sebeple sık gideriz ve her defasında farklı bir efsane ile anlatılır. Lakin girişte ki büyük kayanın kıtmir olduğu söylentisine küçüklüğümden beri inanırım ve her önünden geçtiğim de homurdanırmı diye içim ürperir 🤭 👏👏 Çok yönlü bir analiz olmuş Emin hocam parmaklarınıza gözlerinize beyninize sağlık :))
Emin K. okurunun profil resmi
Tarsus'a bir kere gittim ve gittiğimde o efsanelerden bir kısmı benim de kulağıma çalındı :) Ama Kıtmir'le ilgili olanı duymamıştım. Tam olarak bilinmeyen böyle olağanüstülükleri herkes kendi muhayyilesince dolduruyor. Ortaya her tarafı efsaneleşmiş söylenceler çıkıyor. Teşekkür ederim, okuyanın ilgisi ve beğenisi de kıymetliydi, eksik olmasın :))
Rabia okurunun profil resmi
Emin Bey, maalesef mezuniyetime yakın aşırı yoğunluğumdan kitaplarla epey aram açılmıştı, bundan sebep incelemelerinizi de okumayalı çok uzun zaman olmuştu. Okuyunca yine hayran kaldım :) Çok güzel olmuş, hem bilgilendirici hem eleştirel elinize sağlık, kendi adıma çok teşekkür ederim. Kitabı da çıktığı ilk zamanlardan beri epey merak ediyordum ama fiyatı öğrenci bütçeme göre biraz tuzlu diye tereddüt ediyordum, incelemenizden anladığım kadarıyla Nazan hoca için yine sonuna kadar değecek... :)
Emin K. okurunun profil resmi
Öncelikle mezuniyetiniz hayırlı olsun. Bir şekilde yıllardır bu mecradayız. Uzun zamandır takipleştiğim kişilerden güzel haberler aldığımda mutlu oluyorum. Sizin için de umarım her şey daha da güzelleşir, bahtınız açık olsun... Bu arada incelemelerden merak ettiklerinizi yavaş yavaş okuyabilirsiniz artık. Hele de yoğun zaman sonrası bu tarz etkinlikler daha da keyifli oluyor :) Timaş'ın fiyatı abarttığı konusuna katılıyorum, çoğu kitapta yüksek fiyat uyguluyorlar maalesef ama yapacak bir şey yok. Nazan Hanım'ın emek verip sayfalarca yazdığı bu uzun romanı yine geride bıraktıklarıyla 'neyse' dedirtebiliyor, onun hatırına katlanıyoruz :) Tüm sözleriniz ve teveccühünüz için ben teşekkür ederim :)
1 sonraki yanıtı göster
Ali Gülcü okurunun profil resmi
Güzel ve esinlendirici incelemeniz için teşekkür ederim
Emin K. okurunun profil resmi
Rica ederim, esin vermesine ve beğenilmiş olmasına sevindim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.