Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dünyanın umrunda olmadığını anla, anla ki acıya eğilmiyorsa kendi de acı çekmediğindendir. Nasıl ki kurumuş kertenkeleye bile kendisi de kurban edilmeye götürülen İsmail acıdı ancak. Ve o kurumuşa bir damla su ihsan etti kendi pınarlarından. Hiçbir pür neşe eğilip bakmadı bir büzülüp kıvrılmışa, biraz öyle durup sonra karışmak var dünyanın tozuna, külüne toprağına. Acıyan da olmadıysa bir ve bir tanık orada oluşuna işte yok oluş, işte unutuluş, hiç yeşil yaprakların arasında gezinmemiş, hiç güneşlenmemiş gibi. Derin acı bu yüzden zor, İsmail bulmak zor. Ama İsmail bile her şeyi bittikten sonra önünden geçiyor ve bir “Eyvah,” diyor. Kendi bıçağını gördüğü için başkasına eyvah diyor. O eyvah ona bir iz, gökte bir iç çekiş bırakırsa işte o da onun sesi oluyor. Ancak bir çok büyük öbürüne eğilebiliyor, çok büyük herkesin kaçıştığı yerde nerdedir, kimdedir? Artık büyükler küçük görmek istemiyor. “Allah vaadine ters düşmez” vaadi vaat, sahici vaat. Peki. Ama bu sahiciliği bilecek göz kimde? Gözü de veren O. Burada, dünyada yani her şey var ama her şey hayal.
Sayfa 18 - İletişim Yayınları
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.