Gönderi

171 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Mekanik Canlı
Kitabı anlatmaya neresinden başlayacağımı bilemedim. Şöyle çeviri durumundan giriş yapayım. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Modern Klasikler serisinin ikinci kitabından okudum. Ama bu kitabın iki farklı kişi tarafından çevirisi var. İkisi birbirinden tamamen farklı. Nasıl bu kadar farklı olabiliyor aklım almadı. Aziz Üstel çevirisini okumanızı tavsiye ederim. Diğerinde neredeyse her paragrafta hatta her cümlede ''falan filan'' ifadesi geçiyordu. Bu çok bunaltıcı. İkinci bir durum ise kitabın adı. Gerçek adı ''A Clockwork Orange'' olan kitap ''Otomatik Portakal'' değil de ''Mekanik Adam'' gibi birşey olmalıydı. Çünkü içinde portakalın adı portakal olarak bir kere bile geçmiyor. :) Çünkü ''Orange'' başka dillerde orangutan ya da canlı , adam vb anlamlara geliyormuş. Kitapta zaman belli değil. Mekan belli değil. Tıpkı 1984 gibi. Hatta belli bölümleri de 1984 ü anımsattı bana. İktidar mücadelesi, kişinin seçme hakkının elinden alınması, yayın kuruluşları vs. Kitap üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde yaşları lise çağında olan dört ergenin yaşam şekli ve toplumun durumu anlatılıyor. Kitap bu gençlerden adı Alex olan çete liderinin ağzından yazılmış. Toplum gündüz ortalıkta pek dolaşmayan ama gece aklınıza gelebilecek bütün kötülükleri yapan, yağmalayan, çalan, soyan, gasp eden, tecavüz eden, dağıtan, öldüren, işkence eden, ağzu bozuk bu çetelerle dolu. Gençler toplumun korkulu rüyası haline gelmiş hatta belli bir saatten sonra insanlar dışarı çıkmaya korkar olmuşlar. İkinci bölümde Alex in yakalanması tutuklanması ve belli yöntemlerle topluma kazandırılması iyi bir birey olması amaçlanıyor. Gerçek iyilik sahibi kişi kötülüğü yapabilecekken iyiliği seçen kişidir. Ama devletin kurduğu bu iyileştirme laboratuvarında kişinin kötüyü seçme şansı elinden alınıyor. Seçme hakkı olmayan bir otomatik makinaya dönüştürülüyor. Üçüncü bölümde Alex serbest bırakılıyor ve iyileştirme sonrası başından geçenleri anlatıyor. Laboratuarda Alex'e yemek sonrası bir iğne yapıyorlar bu iğne ona bir zaman sonra ağrı vermeye başlıyor. Mide bulantısı ve sancı... Bu ağrılar gelmeden önce onu bir sinema salonunda elleri, kafası bağlı kımıldayamaz, gözleri kapanmayacak şekilde açık tutturularak bir koltuğa yerleştiriyorlar. Sonra dünyanın bütün kötülükleri işkenceleri zorla izlettiriliyor. Bu kötülükleri izlerken yapılan iğnenin etkisiyle ağrılar, sancılar, mide bulantıları başlıyor. Bu deney 15 gün kadar sürüyor. 15. günden sonra Alex aklından herhangi bir kötülük geçirdiğinde vücudunda ağrılar başgösteriyor. Bu durum Povlov'un klasik koşullanmasıdır aslında. Kötülük yapmayı bırakın istemeyi aklından dahi geçiremeyecek hale geliyor. İşte burada kişinin seçme özgürlüğü elinden alınmış, kişi otomatik bir robota dönüşmüş oluyor. Argo söylemlerden rahatsız olanlar olabilir. Bence okunmaya değer bir kitaptı. Çok kitaplı bol okumalı günler dilerim.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202393bin okunma
··
265 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.