"Ölümü anlatmak köre güneşi anlatmak gibi." Kitabın önsözünde de anlatıyor yazar aslında; hepimizin düşünmek istemediği ve düşündüğünde korktuğu konulardandır ölüm. Yahya Efendi Hazretlerinin çocukluk çağından ölünceye kadar olan yaşamını anlatmakta. Bunu anlatırken günümüzde yaşanan başka bir olayla kesiştirmiş. Yahya Efendi dışındaki karakterler: 1)Yakup: Halil'le camide karşılaşan ve ona aylardır merak ettiği sırrı açıklayandır 2)Halil: Mezar taşlarını okumakla görevlendirilen ve kitabın başından sonuna kadar ölümü düşünmeye iten olayları yaşayandır 3)Kanuni Sultan Süleyman: Yahya Efendinin süt kardeşidir. Kitabın konusuna gelecek olursak: Yahya Efendi Türbesinde yapılan restorasyon sırasında mezar taşları zarar görmüştür. Mezar taşlarının kayıtlarının tutulmasıyla Halil görevlendirilmiştir ve bir aydan daha fazla türbeye gidip gelmiştir bu iş için. Burada Mehmet Efendi adında bir yaşlı amcayla karşılaşmış olup onun tarafından ölümü dinler. Ölmenin ölümsüzlüğe kapı açtığını ve dünyaya ölmek için geldiğini duydukça ölmekten neden korktuğunu sorgulamaya başlar aslında ölmekten değil de hesaptan korktuğunu anlar. Çıkmaza girmeye başlar ve rüya görür rüyasında gördüğü yüz (Yakup) karşısına çıkınca da yaşadıklarını ona anlatır. Yahya Efendi ile Kanuni Sultan Süleyman birbirlerine yoldaş olurlar; beraber aynı eğitimleri alırlar birbirlerine candan bağlıdırlar. Eğitim veren ilim hocaları Süleyman'ın akla Yahya'nın da gönle hitap ettiğini söyler ve ekler; Şehirleri fethetmek yeterli değildir gönlü de fethetmek gerektir. İkiniz ayrı değil beraber olunca birsinizdir der. Gençlik çağına geldiklerinde ayrı düşerler Yahya Trabzon'un ıssız yerlerine gidip günlerini tefekkür ile geçirir ve Allah'tan tek duası bu alemdeki vazifesinin ne olduğunu öğrenmektir bu zamanlarda ona yol gösteren Hızır'dır. Üveysiler'den olan Yahya Efendi; kendi gönlüyle Allah'ı bulur. Süleyman ise padişah olmuştur ve cihana hükmetmektedir. Süleyman abisinin varlığına ihtiyaç duyar ve kendisini İstanbul'a çağırır. Burada Yahya Efendi Hazretleri Zenbilli Ali Cemal Efendinin derslerine gidip ilim öğrenir. Bu zat vefat ettikten sonra yerine kendisi gelir ve ders verir. Süleyman'ın oğlu Şehzade Mustafa'yı öldürmesi ve eşini sürgün etmesi haberi üzerine ona bir mektup yazar mektupta yaptığının dine uygun olmadığını söyler bunun üzerine görevinden alınır. Yahya efendinin içi içine sığmaz ve 3 kez arka arkaya rüya görür. Dergahını kuracağı yeri aramaya başlar. Rüyasındaki yeri bulur ve müritleriyle beraber inşa eder. Hayatının geri kalanını bu dergahta gönüldaşlarıyla beraber geçirir. O zamanda herkes tarafından bilinip çok sevilmektedir bunun en önemli sebebi ise dinine bakmaksızın hoşgörü ile kapılarını açmasıdır ve sohbetine gelenlerden birçoğu müslüman olmuştur. Yazarın kalemini çok sevdim, okuduğum 3. kitabıydı; vermek istediği düşünceyi sürükleyici bir hikaye içerisine gömüp nasiplenmemizi sağlıyor. Tasuvvufi konulara ilgi duyanların okumasını tavsiye ederim.

Sır: Aşıklar ÖlmezFatih Duman · Nesil Yayınları · 20152,142 okunma

·

67 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

gamzeli