Gönderi

Hep birileri için mi yaşamak yoksa ben demek mi hayat. Defalarca aynı hataları yapıp sonra pişman olmak... Dar sokaklarda aynı düşünceler içerisinde bir beyin bizimkisi. Gökmavi ufuklarda karanlık hayallerimizi olağanüstü yaşarız. Düşüncelerimiz yorar aslında. Nedensiz sebepsiz düşüncelerimiz, karanlık gökyüzünde geleceğe kor olmuş gözlerimiz ağlamaklı halde bakarlar... İsyan ederler hayata. Peki neden birileri için mi yoksa kendini bulmak için mi? Boşluktayız aslında, neyi neden yaparız bilmeden yaşarız zamanın bize emrettiği gibi. Bellidir yolumuz çizilmiştir eski yırtık bir bez parçasına, değeri beş para etmez aslında ama kaybedince anlarız bazı şeylerin değerini... Kaybedilen bir bez parçası değildir belki de... Hayatımızın en güzel günleri mutluluklarımız, hüzünlerimiz hepsi bir anda yok olur. Karanlık dünyamızda ağlamaklı halde bakan gözler kalır geriye.Uzaklardan bir ses dokunur kulağımıza bize yabancı bir ses ürperir, korkarız. Ölüm kadar soğuk, cehennem kadar sıcak bir ses yaşa der sadece yaşa hüznü, ayrılığı, sevgiyi kısacası hiçbir şeyi ayırt etmeksizin yaşa. Biz de bu sesler üzerine yaşarız zamanda bir yolculuğa çıkarız, yolumuz belli değilken... Yaşarız sadece, belki yollar kesişir mutlulukla o zaman biter mi hüzünler yoksa sevinçler sahte bir dünyaya göz mü kırpar... Göz gözü görmezken aydınlığı aramaya başlarız... Yaşam boyutu belli değildir ama biz yine de yaşarız yaprak misali rüzgara zincirli... Sonbahar hüzünlü, kuru dallara dargın, savrulur gideriz. Ne yolumuz belli, ne sonumuz yaşarız...
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.