Gönderi

148 syf.
·
Puan vermedi
bir varoluş sorgulaması olarak su felsefesi. .
Roman kısaca ailesi ve çevresi tarafından çok sevilen Siddhartha'nın kendini yaşadığı yere, anlama ait hissetmeyerek; özünü bulmak adına gezgin çilecilerle yola koyulup ruhundaki huzursuzluğu dindirmek, yaşamın anlamını kavramak, dingin bir bakış açısıyla ömrü sürdürmek adına neler yaptığından bahseder. Bu süreç içinde sahip olduğu maddi ve manevi tüm duygu ve nesnelerle sınanır fakat sonunda gerçekliğin farkına vararak ruhsal bütünlüğü kazanmanın ne olduğunun bilincine varıp yaşamı anlar. Yaşamı bir "Irmak" öğretir onca öğretmen arasından. . Sakin bir tebessümle. Hangimiz Siddhartha değiliz? Hangimiz yaşamın varoluş kıskacında sıkışıp kalmadık ki? Sahi en son ne zaman kendi benliğimize dönüp hayatı ve kendimizi suçlamadan, yaşamın her şeye hakkı vardır diyerek teslimiyetle kucak açtık özümüze. İnsan ömrü bir yolculuktan ibaret ve biz bu yolculukta hep çocuk yaşımıza geri dönerek ilerliyoruz. “Hikmetini ve içyüzünü öğrenmek istediğim şey, Ben’di. Kurtulmak, alt etmek istediğim şey, Ben’di. Ama alt edemedim, sadece yanılttım, sadece kaçtım ondan, sadece saklanıp gizlendim. Doğrusu bu dünyada benim bu Ben’im kadar, bu yaşıyor olduğum, başkaları gibi ve başkalarından ayrı biri olduğum, Siddhartha olduğum bilmecesi kadar kafamı başka hiçbir şey kurcalamadı. Ve dünyada kendim kadar, Siddhartha kadar az bildiğim başka hiçbir şey yok!” "...şimdiye kadar öğrendiğim tek şey, hiçbir şey öğrenemeyeceğim oldu." diyor.. Evet, bizler ne öğrenirsek öğrenelim yine öğrenemeyeceğimiz şeylerin acemisi olarak yaşamda yol alacağız ve yine en karmaşık ve asla çözemeyeceğimiz bilmecemiz Ben olacak. Ben kendi hayat yolculuğumu buldum bu romanda. Tıpkı Siddhartha gibi kendi varoluşum içinde vermiş olduğum kavganın mücadelesini okudum. Gözümü kapattığım dünyamın -özümün- derinliklerine indikçe insanları, güneşi, ayı, hayvanları, ırmağı, çiçeği, börtü böceği sevdim. Kendimi sevmeyi öğrendikçe yaşamı sevmeyi öğrendim. Tıpkı ırmakla konuşan Siddhartha gibi ağaçlarla, sularla ve daha nice canlıyla içimden konuşmayı öğrendim. Gülmeyi, hissetmeyi, kıyamamayı ve her şeye rağmen tüm yaşanmışlıklara rağmen beni ben yapan hatalarımı kabullenmeyi öğrendim. Dünyanın içimdeki boşluğu doldurması beni de hayata karşı zorladığında içimdeki dünyayı boşaltmayı öğrendim. “…yaranın henüz çiçeklendiği yoktu, kalbi yazgıya karşı direniyordu henüz, çektiği çileden henüz neşe ve zafer parıltısının yüz gösterdiği yoktu. Ama umudunu yitirmemişti…” tıpkı benim gibi. . Yaşıyorsam umut hep vardır. Ayrıca okurken “Spring, Summer, Fall, Winter... and Spring” filmi düştü aklıma. Bu filmi okuyormuş hissine kapıldım. Okuyanların filmi izlemesini tavsiye ederim. Unutulmayacak bir görsel şöleni de heybenize eklemiş olursunuz. Bana çok şey kattın Siddhartha. .
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038,3bin okunma
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.