Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

140 syf.
·
Puan vermedi
DENİZ, DENİZ, DENİZ
Toplumlarda öne çıkmış bazı kişilikler ya da gruplar toplumla bağ kurmak için kendilerine göre bazı aletler seçerler. Müzisyenler alet olarak müziği, diktatörler zorbalığı, dinciler dini, siyasetçiler yalanı.... Edebiyatçılar da yazıyı seçer. Bana da en yakın gelen alet de edebiyatçıların aleti, ancak bunları okuyan, anlayan ve daha sonra da ona
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,7bin okunma
··
398 görüntüleme
Furkan okurunun profil resmi
"Düzen Siyasetiyle" "Sınıf Siyasetini" ayır edemediğiniz ve böyle iki ayrı gerçeğin olduğunu fark etmediğiniz sürece, "Düzen Siyasetçileri" siz, onların yalan söylediğini fark ettiğinizi "sanmanıza" rağmen, sizi yalanlarıyla kandırmış olmaya ve fikirlerinizi zehirlemeye devam edecekler. Gerçek şu ki, siz siyasetin yalan olduğunu söylemekle, aslında "Düzen Siyaseti" tarafından çok net bir şekilde yalana inandırılmış, kandırılmışsınız. Şöyle ki yalana inanıp, kandırılmışsınız: "Düzen Siyasetinin" amacı zaten toplumun, bireylerin politik kişiliğe sahip olmalarının önüne geçmektir. Bunu sağlamak için de, tıpkı size yaptıkları gibi, "siyasetçilerin, politik kişiliklerin hep yalan söyleyeceğini, hep aldatıcı olacakları" algısını (yalanını) göstermeye çalışıyorlar, siz de (sizin gibi çoğu kişi de) hemen bu yalanı yutuyor. Burda doğal olarak hemen şu soru ortaya çıkıyor: Peki, siyasetçiler, politikacılar neden kendi yaptıkları işi, kendi çabalarıyla "yalan" niteliğine dönüştürmeye çalışıyorlar? Cevabı ise şu: Onların bu taktiği, "tam bir düzen siyaseti kuralıdır." siyaseti-siyasetçileri "yalanla" bütünleştirecekler ki, toplum, asıl bunların sonunu getirecek olan "Sınıf Siyaseti" gerçeğini göremesin ya da "Sınıf Siyasetini"nin de yalan temelli olduğuna inansın. Tıpkı bir zehrin, başka bir zehre panzehir olması gibi, "Sınıf Siyaseti", "Düzen Siyasetinin" panzehiridir ve onu ortadan kaldırabilecek gücü içinde barındıran tek olgudur. Eğer siz "siyasetin yalanlar üzerinden ve yalan dolu olduğunu" öne sürerseniz, siz "Düzen Siyaseti"nin yalanlarına gözü kapalı inanmış olursunuz. Siyaseti yererken kesinlikle dikkat ve ayırt edilemsi gerekilen nokta, "Sınıf Siyaseti"ni "Düzen Siyaseti"nden net çizgilerle ayırt etmek gerekiyor. " Sınıf Siyaseti", "Düzen Siyaseti"ni (dolayısıyla yalanları) kesin bir şekilde yok etmeyi, ortadan kaldırmayı hedefler. Siz eğer bu çizgiyi görmezseniz, kurunun yanında yaşı, hatta zehri yok edecek panzehiri yok etmiş, silmiş olursunuz. Madem ki siyaseti yalandan ibaret görüyorsunuz, öyleyse kimden ve nasıl ulusal bağımsızlık dinamiklerinin oluşmasını ve güç kazanmasını bekliyorsunuz? Zaten size göre hepsi yalansa, sizin umduğunuz şey de(ulusal bağımsızlık da) yalan, kandırmaca ve geçersiz oluyor, çünkü "ulusal kurtuluşun yolu" mutlak olarak siyaset arenasından (sınıf siysetinin güç kazanmasından geçiyor). Yorumunuz kendi kendini reddeder bir nitelikte; siz hem siyaseti , "Düzen Siyaseti"ne sıkıştırıp (yani yalanlara), hem de bu sıkıştırmanıza rağmen ulusal kurtuluş ya da devrim fikirlerini canlı tutamazsınız, çünkü bunlar aynı yolun yolcularıdırlar. Yolun kendisini reddederseniz, yoldakini yalanlamış, mahkûm etmiş, geçersiz kılmış olursunuz. Umarım siyasetin "tek" olduğu yalanına inanmaktan vazgeçer ve "Sınıf Siyaseti"nin yalanlara panzehir ve çare olduğunu anlamaya çalışırsınız. Gördüğünüz gibi, kitaba dair tek cümle kurmadım. Zaten hem böyle kitapları, hem de böyle yazarları sevmem, çünkü böyle yazarlar da" Sınıf Siyaseti"yle, "Düzen Siyaseti"ni ayırt edemez ve tekleştirir. Böylece okuyucuya idealist hayalperestlikten öte, somutlukta hiçbir şey kazandırmaz.
Miheme okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum yorumunuz için ve çoğunluk öyle olduğu icin böyle bir cümle kurdum ben :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.