Gönderi

Çocuk için İyi olanın zaten verili olduğunun düşünüldüğü durumda, şiddete açık bir ilişki vardır. Ancak çocuğun büyüyünce kendisi için neyin iyi olduğuna karar vereceğini düşünmek de bir çözüm değildir, çünkü bu iyi, çocuk için henüz ulaşılmazdır, çocuk onu bilemez ve tanıyamaz. Açıklansa da anlayamaz. İlişkideki eşitsizlikten ötürü söylem nesnel olarak ve durum itibariyle imkânsız hale gelir. Çocuğun şimdisi geleceğine kurban edilir. Bu yüzden Sartre, çocuk-ebeveyn ilişkisini yapısı itibariyle bir şiddet durumu (situation de violence) sayar. Çocuk özgür olmadığı için değil, ana-babanın mevcudiyeti dolayısıyla çocuğun özgürlüğü sınırlı olarak kuruldu gu için bu böyledir. Varlık ve Hiçlik'in terimleriyle söylersek, çocuk başkalarının kendisine atfettiği bir dışa (dehors) sahip olur ve ötekiler tarafından kurulan bu olgusallikla yüz yüze kalır. Bu da Sartre açısından şiddetin doğrudan doğruya bir eylem gerektirmediğini gösteriyor, zira ilişkide, çocuğun cehaletini objektif bir durum olarak tanımlayan bizatihi yetişkinin varlığıdır (CPM, s. 202). Bu çerçevede çocuğun yabancılaşması, özgürlüğüne ötekinin sırf mevcudiyeti tarafından getirilmiş gerçek bir sınır (limite réelle) olgusal bir sınır (limite de fair) olarak verir kendini. Karşılıklılıktaki bu eşitsizlik (ya da hiyerarşi durumu) özgürlükler açısından bir başarısızlıktır ve bu başarısızlık durumunun, söylemin kesintiye uğramasının kendisi de bizatihi şiddettir. Çocuk için cehaletinin nesnel tanımlanışı yabancılaştırıcıdır, çünkü çocuk cehaletini ancak onu aştıktan sonra bilebilir; halbuki bilen birinin bakışı cehaleti dondurarak bir "hal"e (état) çevirir. Yetişkin de cahil olabilir, ama bu cahilliğini giderebilir; çocuk hem cahildir hem neyin cahili olduğunu bilmez hem de bilmediği şeyleri anlayamayacağını bilir. Dolayısıyla yetişkinlerin iradesine uygun davranışlarının ondan kaçan bir anlamı vardır. Anlam kaçar, yabancılaşma tamdır. Dolayısıyla anlamın yıkıldığı somut şiddet eylemlerinin karşısına anlamın kaçtığı ve madun öznenin işbirliğini gerektiren daha soyut bir şiddet durumu olan yabancılaşmayı koymak mümkün. Hal-şiddet başarısızlık iken, eylem-şiddet halihazırda tecrübe edilen bir başarısızlık yaşantısının-yine başarısızlığa mahkûm bir ötesine geçme girişimidir.
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.