Gönderi

1062 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
ANNA KARENİNA AŞK KİTABI MIDIR?
Öncelikle şu cümle ile başlamak istiyorum. Aşk romanı diyenlerin ağzına vurunca oturtacak derecede kalın olduğu için ben Anna Karenina'dan razıyım. Biraz şiddet içerikli oldu ama doğru. Bu sözümü açıklamak için tekrar döneceğim. Biraz konusundan bahsedelim. Kitap 1873 yılı Rusya'sını anlatıyor. (Hala Osmanlı var yani. kitapta Türklerle ilgili birkaç kısım var.) Anna adında güzeller güzeli, her şeyi bu zamana kadar doğru yapmış, tanıştığı her kişiyi kadın-erkek fark ettirmeksizin kendine hayran bırakan bir kişiliğe sahip bir karakterdir. Kocası Aleksey Aleksandroviç Karenin kendisinden yaşça büyük ve muhafazakar bir siyaset adamı. Adamın düşünceleri bazen o kadar doğru oluyor ki özellikle eşinin yaptıklarını topluma savunurken ki tavırları çok güzeldi. (bihter'in Adnan'a 'bana çok iyi davranıyorsun, buna dayanamıyorum.' diyip ayrılmak istemesi tam da bu kitaptaki Karenin ailesinin ilişkisini özetliyor. Anna'nın kardeşi çapkın her çiçekten bal almayı vazife bilmiş Stepan Arkadyiç ana karakterlerden birisi. Sürekli aldattığı ama ondan 5-6 çocuk yapmayı ihmal etmediği ve toplum baskısından korktuğu için boşanmaya cesareti olmayan karısı Darya Aleksandrovna. VE... Tolstoy'un kişiliğine bürünmüş Levin var. Darya'nın kız kardeşi Kiti'ye aşık ama Kiti, Vronskiy'i seviyor. Ama Vronskiy de Anna'ya aşık olacak. Aşk üçgeni burada olaya dahil oluyor. Aşk romanı olarak adlandırılacak bir kitap olması için sadece ilişkileri anlatsaydı o zaman tamamdım. Anna Karenina aşk romanı derdik. Vronskiy ve Anna'nın yasak elmanın tadına bakması ve aşk sarhoşu olması anlatılıyor. Ama 1064 sayfalık kitapta sadece bu konu mu işleniyor? Hayır! İşte şimdi yukarıda ortaya attığım şiddet içerikli iddiamı kanıtlamak için derlediklerimi paylaşacağım. Her Rus romanında olduğu gibi alt metin var, arka planda işleyen olaylar, karakterlerin fikirlerine ve hareketlerine etki ediyor. Sadece aşk romanı yazmak istese bunlara ihtiyaç duymazdı. Aşk ve drama okumuyorsunuz. Sallanın ve kendinize gelin. Kitabı okurken edinebileceğiniz bilgiler; 1873 yılı Rusya'sı, siyasi olaylar, Rusların politik görüşleri, köylü-soylu ilişkileri, toprak mevzuları, soyluların yaşam tarzı, toplumun dini görüşleri, o zamanın toplum baskıları ve ilişkiler için yapılan hukuki kanunların yetersizliği vb. Bir sürü buna benzer meseleler ve daha niceleri vardır. Bunlar sadece benim dikkatimi çekenlerdi. Levin karakterinden bahsetmiştim. Tolstoy yeni bir karakter yaratmak yerine kitapta kendisine yer vermiş. Levin, Tolstoy'un fikirlerini bize aktarmak için kullanılan bir araç. Ben öyle gördüm. Levin'in bölümlerini okurken Tolstoy'un Denemeleri okuyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz. Çünkü o dönemde yaşanan her sorunla ilgili bir düşüncesi var ve bazı konular hakkında bilgi arayışı (din gibi) sorular sorarak okuyucuyu da içeri çeken, kendisiyle tartışır bir konuma koyan metinlere yer vermiş. Levin'in düşüncelerini okurken bazen hak veriyorsunuz, bazen de şu soruyu sormaktan kendinizi alamıyorsunuz. "Ne alaka?" bazı konulara olan ilgisizliği beni ters köşe yaptı ama benim bu konular ve o dönemin Rusya'sı hakkında topladığım bilgilerin kısıtlı olmasından kaynaklanan yargılayıcı bakış açımdır. Yani değindiği sorunları karşı sizleri de düşünmeye sevk ediyor. kendi kendine konuşurken bir de bakıyorsunuz ki aslında sizinle konuşuyor ve sorular soruyor. Kitabın içine sizi dahil ediyor. Bu çok güzel çünkü dışarda kalınca kitaba ısınamıyorsunuz ve okuma isteği kaçıyor. Kitapta işlenen her karakter detaylıca düşünülmüş, günlük hayatta karşımıza çıkacak ama 1870 yılından kalma kişiler. Eğer dikkatlice okursan karakterlerin düşünce tarzlarını bilecek kadar oluyorsunuz. "Bir konu hakkında Stepan Arkadyiç ne yapardı, ne düşünürdü?" gibi. Sadece Anna'ya odaklanmış bir olay örgüsü yok. Ben sıradan bir kızım bu beni üzdü mü? Evet. Sadece yasak aşk okumak ister miydim? belki. Ama Anna Karenina bana çok daha fazlasını vadediyor. Nasıl bunu reddedebilirim? Evliliklerin ve aşkların çeşitliliği, ilişkilerin sıkıntıların farklılıkları bir örgü gibi ilmek ilmek profesyonelce işlenmiş. Tolstoy'un kalemine hiçbir eleştiri yazmayı düşünmüyorum. Değinmeyeceğim bile, konuşmaya gerek yok zaten etrafınızdaki dünyaya bakarsanız bunu sizler de görebilirsiniz. Ortaya attığım iddianın arkasındayım ve savunuyorum. Anna Karenina öylesine alıp, vakit geçirmek için okunacak bir kitap değildir. Ciddi meseleler ve derin düşünceler içerir. Dikkat gerektirir. Yalın bir aşk romanı olsaydı bu kadar zirvede olabileceğini düşünmeyen bir yazı okumuştum ve katılıyorum. Salt aşk konusu işleyip zirveye çıkan kitaplar var, isteyen onları okusun. Anna Karenina çok başka kulvarlarda yarışır ve kazanır. (Ek olarak Anna yalnız değildir hashtagı açmamak için kendimi zor tutuyorum. Anna'nın yaşadığı şeyler hiç küçümsenecek şeyler değildi. Kendi keyfine bencillikler yaptı diye karakter eleştirmesi yapanlar varsa beni bulsun gerekli cevapları onlara vermek isterim. Tolstoy'un Anna karakterine verdiği ruh çok başkaydı. Ben Anna ile tanışsam ben de büyülenirdim. Cesur, güzel, kendinden emin güçlü bir kadındı. Mutlu olmayı herkes kadar hak ediyordu ve o da hak ettiğini şeyi almak için peşinden gitti. Toplum baskısının, sosyetenin düşüncelerin, sözsüz iletişimin kurbanı oldu diyebilirim. Kalabalıklar içinde bile sadece kendi içindeki rahatsız edici sesleri duyması, yalnızlığı, kimse tarafından anlaşılmayan olmak, yargılayacaklar diye düşüncelerini kolayca dile getirememek ve içinde fırtınalar koparken güçlü görünmek çok zor. Sonunda dayanamamış olmasını bile anlayışla karşılıyorum. Anna öldüğünde Tolstoy gibi ben de yere cenin pozisyonunda yatıp boş gözlerle düşüncelere dalmak istedim. Psikolojik baskı, psikolojik şiddet gözün gördüğü şiddetten daha ağır, daha hasar vericidir. kolay kolay görülmez, fark edilmez. "Buzdağının görünen kısmı her zaman yanıltıcıdır ve göz her zaman gerçeği göremez." Diyip incelememi tamamlamak istiyorum.) Anna Karenina okumak isteyen herkese İYİ OKUMALAR! Gerçekleri gören gözlerle okuyup alt metinleri kaçırmamamızı diliyorum. :* kucak dolusu sevgiler... Zehra Saraç
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201940bin okunma
·
149 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.