Sağlıklı bir ilişki, içinde ayrı görüşler ve farklılıklar barındırır. Eşler sevgililerinin garipsedikleri, beğenmedikleri yönlerini sevmeyi ve kabul etmeyi öğrenirler. Hellinger yerinde bir seçimle, bu dönem için “ikinci görüşte aşk” ifadesini kullanır. İkinci görüşte aşk, biyolojik bir dürtü değildir. Daha az tutkulu, daha az kontrol dışıdır. Hayal kırıklığıyla başlasa da, her iki eşin bu engeli bilinçli bir adımla aşıp yeni bir uyum aşamasına geçmeleri kişisel bir başarı olacaktır onlar için.
“Aşka düşme” aşamasından sonra bu aşamaya “aşkla yükselme” diyebiliriz.