Hepsini yarın düşüneceğim.. Hem yarın yepyeni bir gün;)Neden aklımız başımıza hep sonradan gelir? Neden hep yanlış olana sıkıca sarılışımız? Doğru olanı görmemek için direniriz, gözümüz kör kulağımız sağır. Sonra.. Ahh! deriz aman Tanrım ben ne yaptım? Gerçeği anlarız; özürler dileriz, konuşmak en güzel cümleleri kurmak isteriz ama iş işten geçtikten sonra ne anlamı var ?
İçinde her şeylerin olduğu muazzam bir deneyim oldu benim için bu kitap. Kuzeyliler ve Güneyliler arasında yaşanan destansı bir savaş, Güneylilerin zencilere sadece kölelik hakkı tanıdığı bir sosyal yaşam dolayısıyla ırkçılık ve kölelik, savaş sırasında ve sonrasında asla kopmayan bağlar ile dostluk, zenginlik ve lüks içinde yaşayanların kibri, kadınları küçümseyen tavırlar ile cinsiyet ayrımı ile birlikte toplum baskısı... Ve daha neler neler o kadar güzel işlenmiş ki, yazarın bu kadar konuyu tek kitapta insanı hiç sıkmadan ve hatta merak uyandırarak ele alması takdire şayan..
Kitap beni kesinlikle kendine hapsetti. Her bir karakterin duygusunu okumadım da resmen onlar ile yaşadım. Bilmiyorum şimdi onları her gün görmeden nasıl yapacağım. " neyse bunu şimdi düşünmeyeyim, sonra düşünürüm, yarın başka bir gün olacak. " ;)
Efendim... Hmmm aşk mı? Aşkı unuttum mu ? Yoo tabii ki unutmadım yine sona sakladım ;)
Ve bir gün, mutlaka sevdiğinin kıymetini herkes anlar sevgili Scarlett O'Hara. Ama gidince, ama bitince, ama ölünce.. Kısacası iş işten geçince! Biz Türkler şöyle deriz,
" Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldum." Ama sen Bayan O'Hara hem bulgurdan hem pirinçten oldun... Veee aşkın Rhett hali benim kahramanım sensin bu kitapta. Bu adam baştan ayağa aşk dedirten tavırların ile benim gönlümü sen aldın Rhett Butler seni asla unutmayacağım..
Ve şimdi caanım kitap bitti ve ben çok üzgünüm. Kocaman ama kocaman bir boşluk içindeyim.
" Bunu şimdi düşünmeyeceğim.. Sonra düşünürüm, dayanabilecek gibi olduğum zaman." ;)