Kütüphanede rafları gezerken gözüme ilişen kitaptı kendisi. Kapağı çok hoşuma gitmişti. Alır almaz okumaya başladım ve binbir türlü olayın duygunun içine sürüklendim. Yazarın üslubu kelimeleri kullanışı betimlemeler her şey tıkırında ilerliyor. Çok şaşırarak okumaya devam ettim. Keşke devamı da olsaydı diyorum. Uzun zamandır bu kadar farklı türde ve muazzam bir kitap okumamıştım. Kitapta dört karakterin kendi ağzından hayat öyküsünü okuyoruz. İlk karakterimiz nuh tufan. Ferruh ferman'ın dublörü. İkincisi ibrahim kurban, nuh tufan'ın en yakın dostu. Üçüncü karakter habip hobo isimli bir gizli ajan. Ve daha bir sürü karakter. Hepsinden ayrı keyif aldım özellikle nuh tufan ağzından olan anlatım çok iyiydi. Mizahı, felsefeyi bir arada yaşıyorsunuz. Ortamlarda satılacak türden genel kültür bilgileri de var. Nuh tufan çok yönlü biri, albino hastalığı olan bir karakter. Ama bütün karakterler onunla tamamlanıyor ve gerçekmiş gibi. Zekası ve taklit yeteneğine hayran kaldım diyebilirim. İkinci bölümde ibrahim kurban nuh tufan'la olan maceralarını anlatıyor. Serseri ruhlu afili filintalar çetesinin duayen üyeleri olarak gençlik yıllarında tarihe geçmişler. Müthiş çılgın bir gençlik yaşamışlar. Hikayeyi nuh tufan anlatmaya devam etsin diye hızlı hızlı okumaya çalışıyorum. Bir yerden sonra olaylar olağanüstü hale büründüğü gibi yavaş yavaş her şey çözümleniyor. Tabii ki bu gizem devam ederken elimden düşüremedim kitabı.