Yaşantıları boyunca evini bulamamış iki insanın günlüklerini okuyoruz bu kitapta.
Olay, Ekmel Bey’in canı sıkıldığı için evini satılığa çıkarması -fakat asla satmaması- ve gelen müşterilerden biri olan Derya’nın, Suzan adıyla arkadaşlık kurması ile başlıyor.
Bir bakıma sohbetleri, geçmişe giderek, kendilerini bulmalarını sağlıyor.
Kitaba ilk başladığımda kafam karıştı çünkü çift rakamlı sayfalar Ekmel Bey’e aitken tek rakamlı olanlar Derya’ya aitti. Sayfalar sonra farkettim, maalesef.p
Hiç sıkılmadım okurken, günlük okumaktan daha keyifli ne olabilir ki?
Son olarak romanın bende hissettirdiği asıl duyguyu yazar şu şekilde ifade etmiş;
“ ‘İnsan hayatı bir rahim arayışından ibarettir,’ dedi Ekmel bey, ‘ev rahimdir. Bundandır kendimize bir ev aramamız. Evi olan insan ne şanslı!’ “