Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

527 syf.
8/10 puan verdi
BU KARARSIZ İNCELEME SİZE BU KİTABI (SERİYİ) OKUTUR...
Şimdi çok acayip bir inceleme okumaya başladınız çünkü Çember Serisi iki bakışa göre değerlendirmek zorunda kaldım. Biri; çok acayipti, görülmemiş kurgu o derece kapsayıcı, sürükleyici ki, okullarda ders olarak okutulmalı, bunu okuyanı kendiliğinden kalkındırmalı, istemesen de gelişmelisin...o derece. Yazmış adam ki ne yazmış. İkincisi ise; Hacım biraz elim kalem tutsa, biraz aklım yatsa, biraz da kafamı daha bi yorsam ben daha güzelini yapardım...bu ne tür vasatlık acep. Şimdiye kadar hiç bir metinde bu derece ortada kalmamıştım. En kötüsü, arada kaldığımda beğenmedim dedim geçtim. Ama şu anda Çember Serisi ile başka bir şey var. Ve bu benim için hiç iyi olmadı çünkü ben kararsız biri değilim...değildim. Kitabın en apacayip yönü; 2010'da ele aldığı Dünya'yı tehdit eden Virüs...Yahu bunu nasıl düşündün be adam...bir senin mi aklına geldi. Şimdi ortalıklarda
Ted Dekker
Ted Dekker
kasım kasım dolaşıyordur...ben dedim olm size. Ama bak bu Spoiler bile değil...o derece diyorum. Diğer bir apacayip tarafı ise kutsal metinlerde rastlayacağınız mitlerin (tabii ki ağırlıklı olarak Musevilik ve Hristiyanlık haline döndürmüş) masalsı birleşimi. O derece masala yedirilmiş ki, bir noktaya kadar uyanmıyorsunuz bile; öyle safsalak okuyup hayata dalıp işinize bakıyorsunuz. Üstelik, serinin (üçüncü kitabı hariç -benim okuma sırama göre
Kırmızı
Kırmızı
) şu öne çıkıyor deme ihtimaliniz yok. Böyle bir ihtimali aklınızdan çıkarın. Adam bir istisna hariç hepsine nasıl yedirmişse hikayeyi, işi gücü bırakın da şimdi ayağa kalkıp hep beraber alkışlayalım Yazarı. Ve tabii ki, diğer bir tarafı ise (amma diğer tarafı dedim ama sen düşün işte kararsızlığı) neyin rüya neyin gerçek olduğunu okuyun sabaha kadar tartışırız. Bir kopma noktasına kadar neyin hakikat olduğunu çok iyi biliyorsun, bir yerde koyuyor postayı, orada felek dönüyor...sen de işleri karıştırmaya başlıyorsun. Aaaaa uyandım bir baktım hepsi rüyaymış işleri falan değil dediğim...başka bir şey yazmış. Ardına felsefesini de yapıştırmış...'hakikatten doğru söylüyor adam ya...' noktasında apışıp kalıyorsun. Diyeceksiniz ki, E o zaman muhteşem, ne tutuyosun beni be adam, hoştu-güzeldi de geç...Gelelim zurnanın zırt dediği yere! Kurgunun ciddi bir bölümünü dinsel mitlere dayamak nedir ya...Bu derece yaratıcılığa yakıştı mı şimdi. Al onları başka yere taşı, tam boş kaleye gol hali ike vur gol olsun...Yok! Bir çöle yolculuk, çocuğunu kurban etmeye kalkışma, çölden onları bir yerlere götüren lider, vaftizler falan....Eeeeee madem boş kaleye bile atamıyorsun, bunlar yazılır
Ted Dekker
Ted Dekker
efendi. Bir de, elindeki bu malzeme ile çok daha şiirsel bir anlatımın önü açık ama sen höt höt herşeyini vermişsin buna. Uzatmaya niyetim yok (ama inanın ki bana sizin incelemeler daha uzun olur...bakmadım belki vardır da) diyeceğim odur ki, hele ki şu dönem çok tadı damağınızda kalacak bir seri. iyiydi kötüydü orasında değilim, beni bu kadar düşündürmesi bile bana yeter de artar. Yani iyi yönü bende daha ağır basıyor. Serileri okuyacağım, bilim-kurgu okuyacağım dediğim bu senede bunu okumasaydım hakikaten çok yazık olurdu bana. Bir kurgu okuyayım, seri olsun, alsın beni götürsün, üzerine de günlerce konuşayım, düşüneyim derseniz, seriniz budur! Şu günlerde bulunması biraz meşakkatli ama Nadir'den falan bir yerlerden toplanır gene de. Ben topu size attım, siz de okuyun...ki zamanında az övülmüş bir eserin şimdi de siz tadını çıkarın derim. Ha bir de,
Siyah
Siyah
'tan başlayın aman derim ha.
Yeşil
YeşilTed Dekker · Martı Yayınları · 2012535 okunma
··
658 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.