Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“BİZİ YENİ BİR ÇAĞA SOKUN!”
“Kaderi olan biri varsa o bir erkektir. Kendisine kader tayin edilen biri varsa o bir kadındır.” Nobel Komitesi üyesinin “Neşesiz bir kamu pornografisi”, “sanatsal bir yapı olmadan bir araya getirilmiş metinler yığını” eleştirileriyle istifa etmesine neden olan kitap. Sonra okuyanların da..ayrıksı..argo..kışkırtıcı..sert..rahatsız edici..bla bla..bulduğu bir kitap. Ki vallahi de öyle. Ve de hayret doğrusu. Jelinek ablamız niye hanım hanım yazmamışsa şu kitabı? Şöyle tatlı tatlı, güzel cümleler kursaydı. Kaba etlerimizi yumuşacık, pofuduk yastıklara uzatarak okusaydık..Azıcık empati kurup birkaç duygu tırtıklasaydık kenarından..Karakterlerde kendimizden bir şeyler bulsaydık. Ah, kızkardeşim Paula, canım Brigitteciğim deyip onları uzaklardaki dostlarımız olarak görebilsek, hayatımızın bir parçası haline getirebilseydik.. Ama yook, empati kelebekleri gibi uçuşmaktan bi darlanmış Jelinek. Bi düşün be yakamdan, savulun demiş, çıtı pıtı eteğini çıkarıp çekmiş 501’leri bacağına. Saçlarını da dikmiş havaya. Öyle yazmış. Hem de ne yazmış. ————
Elfriede Jelinek
Elfriede Jelinek
bir feminist. Ama çevirmeninin çivili sandalyeye oturmaya benzettiği bu kitabı yazarken, çivileri kadınların pembe popolarına batıracak şekilde yerleştirmiş. Hem de komşularım sesten rahatsız olur mu, kadınların poposu acır mi, “amanın bana da bu ne vahşi bir kadınmış derler mi” demeden. Kapitalist ve ataerkil toplum içinde değersizleşmiş, kendi değerinin farkında olmayan, geleceğini sadece erkeklere bağlayarak var etmeye çalışan kadınlar Jelinek’in karakterleri. Evlenip sosyal statü kazanmayı hayal eden Leylacıklar.. Ee..Madem ablamız feminist, çivili sandalyede niye kadınlar oturuyor a dostlar? Yazık değil mi onlara? Dayanışmak gerekmez mi bu kadınlarla? Nasıl oluyor da bir kadın, bir kadın karakteri hiç empati kurmadan yazabiliyor? Nasıl oluyor da Jelinek bir defa bile “ah kızkardeşim Paula” demeden ve de dedirtmeden yazmayı başarıyor? Çünkü Jelinek, iyi bir satranç oyuncusu. Herkes Şah’a At’a Vezir’e oynuyor. Herkes kapitalist sisteme, ataerkil topluma ve onun pespayeliğine vuruyor zaten. Evet Jelinek de eleştiriyor bunu. Ama ya piyonlar? Onların hiç mi suçu yok? Hiç mi vurmayalım bu erkekten daha çok erkek aklının kopyası kadın aklına. Bu yüzden, otur bakalım Paula, şu çivili sandalyeye diyor. İyi ediyor. ———— Çevirmeni
Anıl Alacaoğlu
Anıl Alacaoğlu
bu kitabın çevirisi için “Bambaşka bir deneyimdi. Benzer bir kitap gerçekten bilmiyorum” dedi. Ve ben de ekliyorum: Benzer bir kitap bilmiyorum. Bunda yazarın yazım tekniğinin çok önemi var kuşkusuz. Ve bu tekniğin tuzaklarla doldurulmuş olmasının. Bilindik şekilde karşıdan bir eleştiri yok çünkü kitapta. Sanki kadınlara hak veriyormuş gibi yazmış Jelinek. Bu tuzağa düşenlerin kitabı okumayı iğrenç bulmasının da normal olduğunu söylemiş. “Onlar burada "porno karşıtlığı" ile uğraştığımızı anlamadı. Bu, pornografi tüketimi ile ilgili değil, örneğin, kadınların pornografiden sözde zevk almalarını bir şiddet ve güç kurgusu olarak teşhir eden tuzaklarıyla birlikte anti-pornografi hakkındadır - ve okumak bir zevk olamaz.” demiş. Ve tam da bundan sebep zevkle okunan bir kitap yok elinizde. Öte yandan, sıcak bir yakınlık duygusuyla okumayalım diye elinden geleni de yapmış. Bir röportajında diyor ki Jelinek: “Yazarken egomu öldürüyorum.” “Yazarak kendimi kendimden uzaklaştırıyorum. Çünkü kimliğimin farkına vardığımda ölüyorum, kendimi tanımak istemiyorum. İkinci el yaşıyorum ama şikayet etmiyorum.” Yazarken kendiyle bile arasına mesafe koyuyor Jelinek. Mesafeli, soğuk, itici evet. Alman basınında diyorlar ki onun için: “Beynin kitap okumaktan tamamen farklı kıvrımlarına masaj yapıyor. Arkadan aydınlatmalı metne zorluyor bizi.” Işığı gözümüze tutup kör etmiyor, arkadan tutuyor, her şeyi loş ışıkta görmeye çalışırken buluyoruz kendimizi. Bu zorluyor bizi. ———— İyi de, ne gerek var bu sert dile? İlla böyle mi anlatmak gerek? -kusurlu Almancamla anladığım kadarıyla- başka bir kitabıyla ilgili röportajında diyor ki Jelinek: “Yazı masamda, imrendiğim normallik içinde rahat ve hayattan zevk alarak yaşayan insanlara savaş açıyorum.” Eh. Savaş açan bir kadın var karşımızda. Ondan çiçekli böcekli, güllük gülistanlık bir anlatım biçimi bekleyemeyiz. Kalem değil elindeki Jelinek’in, mızrak. Saplayıp çıkarıyor nazik noktalara. Açtığı boşluklardan içeri başka bir bakış üflüyor. Çünkü biliyor Jelinek, savaş yıkıcıdır. Ve inşa etmeden önce yıkmak gerekir. İşte bu yüzden şöyle bağırıyor Jelinek “Schmuggeln uns in eine neue Zeit hinein“ “BİZİ YENİ BİR ÇAĞA SOKUN!” Deli kadın elinden çıkmış okumalar..
Aşık Kadınlar
Aşık KadınlarElfriede Jelinek · İthaki Yayınları · 2021542 okunma
··
2.256 görüntüleme
Leman Altıner okurunun profil resmi
Kesinlikle alıyorum listeme 😊 Kaleminizin neşesi hiç eksilmesin, lütfen hep yazın.. Sevgilerimle 🥰💐
Emel Keleş okurunun profil resmi
Sizin yorumunuz neşelendirdi asıl🌸❤️.
1 sonraki yanıtı göster
Gara Keçi okurunun profil resmi
Gel de okuma şimdi bu kitabı… ne güzel yazmışsınız. Ellerinize sağlık
Emel Keleş okurunun profil resmi
Gelin okuyun siz bunu. Ne güzel yazmış Jelinek. Sabrınıza sağlık😅🌸
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.