Gönderi

239 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitap okumak büyük bir mutluluk kaynağı benim için ama İhsan Oktay Anar'ın kitaplarını okumak çok daha başka, çok daha özel... Öyle başka, öyle ilginç, öyle akıcı yazıyor ki, sürüklenip gidiyorsunuz bambaşka, enteresan diyarlara. Puslu Kıtalar Atlası ile tanıdım kendisini ve kitabın kapağını kapattığımda, üstüne daha iyi bir kurgu okumayacağıma emindim, büyülenmiştim. Sonra Kitabül Hiyel, ardından Efrasiyab'ın Hikayeleri ve sonra Amat... Her defasında heyecanla, sanki bir kitaba başlıyor gibi değil de dünyanın bilinmeyen bir tarafında, bambaşka bir diyarda gerçek bir yolculuk yapacakmış gibi başlayıp; kalbim hızla atarken en kısa zamanda yeniden okumam gerektiğini düşünerek bitirdim şimdiye kadar okuduğum dört kitabını da. Ve yine her defasında şu cümleyi kurdum içimden, keşke bu müthiş zihnin içine girip orada yaşayabilsem. Bir gemi yolculuğuna çıkıyoruz Amat'ta. Dünyanın en ilginç karakterleriyle tanışıyoruz. Aklımız sürüklenirken bambaşka karakterlerin izlerinde, bundan çok memnunuz, nefesimizi tutarak ilerliyoruz. Ara sıra durup kendimize bir kitap okuduğumuzu hatırlatmamız gerekiyor, zira gerçek dünyaya dönmemiz çok zorlaşabiliyor böylesine büyülü bir kurgunun içindeyken. Sayfalarda sürüklenirken kitap bir anda bitiveriyor ama yeniden başlamamızı işaret ediyor bize. Bir anda kapağı kapatmaya, bu öyküyü bitirmeye cesaret edemeyip ilk sayfalara geri dönmüş halde buluyoruz kendimizi. Bu gemi yolculuğuna bir daha çıkacağım, diye söz veriyoruz ilginç bir şekilde. Bu kitap nasıl özetlenir, diğer kitaplarında olduğu gibi bunda da bilemiyorum. Her bölümde başka bir karakterin öyküsüne dahil oluyor, başka olaylar yaşıyor, eski zamandan şimdiki zamana, sonra geleceğe sürükleniyoruz. Böyle bir öykü nasıl özetlenir ki, tek kelimeyle 'efsanevi' deyip hayranlıkla önerebilirim ancak. Kitaplarını bitirdikçe yeniden okumak için içimde şiddetli bir arzu duyduğum tek yazar oldu şimdiye kadar. Okuyun efendim. Kıymetini bilelim bu muhteşem zihnin. Umarım sadece kitaplarını okuyarak değil de bir gün kendisiyle bizzat konuşma şansına ererek de zenginleştirebilirim kendimi. Belki bir gün nasip olur, kimbilir?
Amat
Amatİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20215,5bin okunma
·
126 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.