Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Dede, kendinden emin kefene doğru uzandi. İsmayil'in olüsünü herkese göstermek, anlamsız bir efsanenin yayılmasina engel olmak istiyordu. Kalin parmaklarıyla kefeni açma iya başladı. Süha nefesini tutarak dedeyi izliyordu. Yumuşak sargılar yavaşça bükülerek açıldılar; önce alni, sonra burnu, daha sonra da ölünün solgun yüzü çıktı ortaya. Dede ile Süha aynı anda irkildiler. Ikisinin de damarlarındaki kan donmuş gibiydi. Dede, çocukken babası Haydar Dede'den dinlediği öykülerde şeytanın bir keçiye benzediğini duymuştu. İşte şimdi İsmayil'in tabutunda yatan başı tıpkı bir keçi gibi boy inuzlu, yüzü kıllarla kaplı bir ölüydü. "Iblis, bu iblis!" diye haykırarak ayağa kalktı. Süha'nın da soluğu kesilmişti. Kefenin arasından gördügü kendi yüzüydü. "Olamaz!" diye bağırdı. "Olamaz!" Sesi duyan dede ve köylüler şaşkınlıkla Süha'nın bulunduğu yöne baktilar. Karanlığın içinde onları izleyen bu adam da kimdi böyle? Köylüler dehşet içinde gözlerini bu tanımadıkları yabancıya dikerken, Süha da birkaç adım geriledi. Süha'nin gerilemesinden cesaret alan dede, "Korkmayın! Hic korkmayın! Yanınızda ben varken size zarar veremez bu gafil..." diye bağırdı..
Sayfa 131Kitabı okudu
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.