Gönderi

Bizim ailede akşam yemeğinin saat kaçta yendiğini bile soruyordu; sanki ben hâlâ onu bilebilirmişim gibi; sanki bana hükmeden heyecan, boş belleğimde, felce uğramış midemde, iştahsızlık veya açlık duyumu, akşam yemeği veya aile kavramı bırakmış gibi. Ne yazık ki, midemdeki felç geçiciydi. Farkına varmadan aldığım pastaları bir an gelecek, sindirmek gerekecekti. Ama daha o âna çok vardı. Bu arada Gilberte "çayımı" hazırlıyordu. Durmadan çay içiyordum; oysa bir fincanı bile yirmi dört saat uyumamı engelliyordu. Annem de, "Ne tatsız bir durum, bu çocuk ne zaman Swann'lara gitse hasta dönüyor" demeyi alışkanlık haline getirmişti. Ama ben Swann'ların evindeyken, içtiğim şeyin çay olduğunu biliyor muydum acaba? Bilseydim de içerdim; çünkü şimdiki zamanı fark etme yeteneğine bir an için kavuştuğumu farz etsek bile, bu, geçmişi hatırlayabileceğim ve geleceği öngörebileceğim anlamına gelmezdi. Hayal gücüm yatmayı aklımdan geçirebileceğim, uyku ihtiyacı duyabileceğim kadar uzaktaki bir zamana gidemiyordu.
··
151 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.