“Çok mutluyum ve iyiyim”.
....
....
Evde, şehirde, şimdi tüm saatler salonların büfelerindeki bardakları hafifçe çınlatarak, farklı tınılarla onu çalıyor olmalıydı; mutfaktan bir kahkaha; sokağın karşı tarafından bir piyano sesi geliyor olmalıydı. Drogo oturduğu yerden, daracık, neredeyse mazgal deliği gibi bir pencereden kuzeydeki ovaya, o hüzünlü araziye bakabiliyordu; ama şu an için karanlıktan başka hiçbir şey görülmüyordu. Dolmakalem hafif gıcırdıyordu. Gecenin bastırmasına, rüzgârın siperler arasından gizemli mesajlar getirerek esmeye başlamasına, tabyanın içine koyu bir karanlığın sinmesine ve havanın nemli, nankör olmasına karşın: “Özet olarak,” diye yazıyordu Giovanni Drogo, “çok mutluyum ve iyiyim”.