Gönderi

– Dostum, senin sırlarını bana açtığı için ona darılma, dedi. Hem bunu iyi niyetle yaptığına da inan. Analık değil mi ya, oğlunun duygularıyla övünmek istedi. Ama inan dostum, o söylemeseydi bile senin bir kapitalist olduğunu anlayabilirdim. Bütün sırların senin namuslu yüzünde yazılı… Onun kendi “ülkü’sü” var, Tatyana Pavlovna, hani size söylemişim ya. Ben hâlâ cart curt etmeye devam ederek: – Benim namuslu yüzümü bir yana bırakalım, dedim. Çok defa karşınızdaki insanın içindekileri gördüğünüzü bilirim, gerçi bazı hâllerde burnunuzdan ötesini bile görmüyorsunuz. Ama beni en çok şaşırtan şey insanların duygu dünyasına girebilme, onlara yön verme yeteneğiniz. Nasıl yapıyorsunuz bunu, hâlâ da anlayabilmiş değilim. Evet, söylediğiniz gibi, benim bir “ülküm” var. Bunu söylemeniz, eğer bir rastlantı eseriyse, ben yine de doğruyu söylemekten çekinmiyorum. Evet, benim “ülküm” var. Bundan ne korkarım ne de utanırım. – En önemlisi de utanmamaktır. – Ama size hiçbir zaman açmam. – Yani açmaya gerek duymam, demek istiyorsun. İstemez dostum, istemez sen söylemeden de senin ‘ülkü’nün iç yüzünü biliyorum: Herhâlde bu, ıssız bir çöle çekiliyorum gibi bir şey olsa gerek, ...
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.