Gönderi

375 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
"Bir ülkeden bir başka ülkeye, tıpkı yaşamdan ölüme gider gibi altınsız, takısız, yanımda Tanrı'ya olan bağlılığım dışında hiçbir varsıllık olmadan gitmek alnıma yazılmıştı." Granadalı Hasan. Bu cümleyi okuyunca Hasan’ın yolculuğuna an be an şahit olacağımı hatta hissettiklerini dahi yürekten hissedeceğimi biliyordum. Ben kitaplarla kavga etmeyi severim. Bu kitaplada kavga ettim. Sara ile yeri geldi Hiba ile, yeri geldi Harun ile en çokta Hasan ile. Size de tavsiye ederim muazzam bir kapışma ortasında kalabiliyorsunuz bazen. Amin Maalouf bu yüzden seviyorum bir çok kitabını okudum ve hepsinde onunla kavga edecek şeyler, kişiler buldum. Bendeki etkisi muazzam. Farklı dönemlerde yazılmış kitapları okudukça aslında olayların birbirinden çokta farklı olmadığına şahit oldum. Yine savaşlar, yine işgaller, yine ölümler ve oradan oraya sürüklenen çocuklar, kadınlar. Acının kendi aynı, renk, dil, din değişiyor ama kendi hep aynı. Neden bunları yazdım çünkü kitabımızın kahramanı Hasan, yaşadığı kentin işgal edilmesi ve savaş sonucunda düştükleri durumun yüzünden başka ülkelere ve şehirlere göç etmek zorunda kalıyor. Okuyacağımız yol maceraları hem dönemin siyasi ve dini yapısından kesitler sunuyor hem de Hasan’ın yaşadığı ruhi bocalamayı derinden hissettiriyor. Ayrıca bu yolculuk esnasında uğradığınız her şehrin kültürel yapısı, dini yapısı, halkı hakkında da bilgi sahibi oluyorsunuz. Gitmediğiniz, görmediğiniz bu şehirlerde dolarak ruhunu hissediyorsunuz. Hayal de kurabilirsiniz betimlemeleri buna müsait. Hasan yaptığı bu yolculuklar esnasında çok şey yaşanıyor ve hayatının bir döneminde “Leo” ismini alarak bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Leo ismini aldıktan sonra bulunduğu yere hizmet ediyor olsa da ruhunda derin derin yaraları kanamaya devam ediyor. Ailesine, kendi kültürüne, ezan sesine olan özlemi hiçbir zaman dinmiyor her zaman aklının bir köşesinde canlılığını koruyarak yaşamaya devam ediyor. Özünü yitirmiyor yaşadıkları karşısında ama kendisine yüklenen bazı sorumluluklarından dolayı güveni hiçbir zaman da boşa çıkarmamaya çalışıyor. Bizim tam olarak başından sonuna kadar şahit olduğumuz durum da bu. Bu bocalama, sağdan soldan çekiştirmeler hep devam ediyor. Hak verdiğim durumların yanında hak vermediğim karşı geldiğim reddettiğim durumlar da oldu Hasan’a. Doğu-batı ayrımını da çokça hissettiriyor Maalouf bu kitabında diğer kitaplarında da olduğu gibi. Kendi bakış açısından da olayların tarihi yönünü kurgu ile yansıtıyor. Bakış açısının farklılığı daha geniş kapsamlı düşünmeye kapı aralayabiliyor. Tarihi akışta çok fazla yanlı davrandığını ve Türk diye nitelendirdiği Müslüman halk ve liderlerini kendi penceresinden bakarak yanlış aktardığı gerçeğini yadsıyamayız. Ama bazı noktalarda ‘yiğidi öldür hakkını yeme’ diye düşünerek yermeden hakkını teslim ettiği yerlerin olması da güzel. Dilinin akıcı ve sade bir anlatımın kullanılması, ağdalı cümlelerden uzak olması okumayı kolaylaştırdığı için birkaç gün içinde okuyup bitirebilirsiniz. Biraz gezi yazısı, biraz siyaset, biraz din, kısacası her konudan biraz biraz bulacağınız bir eser. Sadece kendini bazı yerlerde yazara kızarken bulabilirsiniz buna hazırlayın kendinizi. Bazı noktalar beni rahatsız etti çünkü. Özellikle de Yavuz Sultan Selim hakkındaki kısmı. (Yavuz’un yeri bende çok başka ona karşı şahsi olarak fazla sevgi besliyorum ama sebep kesinlikle bu değil) Kanuni hakkında Büyük Türk olarak bahsedilmesi bir gururlandırmadı desem yalan olur. Kitabın başından sonuna kadar Büyük Türk bizi eski özgürlüğümüze kavuşturacak cümlelerini okuyunca kesin Kanuni Sultan Süleyman dedim ve yanılmadığıma mutlu oldum. Ah ceddi Osmanlı başka diyarlarda bile hakkın istenmeye istenmeye teslim ediliyor da kendi topraklarında ayaklar altında anılıyorsun ne acı. İnsanın içi eziliyor. Her neyse yazacak çok şey var bahsedilecek çok mevzu. Ben okumanızı tavsiye ederim yazarın güçlü kalemi var. Ve ben diğer kitaplarından tabiki okumaya devam edeceğim. 1986'da yayımlanan ve aynı yıl Fransız Arap Dostluk Ödülü'nü kazanan ikinci kitabı (ilk romanı) olduğu için bu kitabından başlanabilir ama tabi ben bilmeden –ki benim için kronolojik sıra çokta önemli değildir- beşinci kitabı olarak okudum. Eğer yazın hayatındaki gelişimi merak ediyorsanız kronolojik sıraya dikkat edebilirsiniz. Bence Semerkant, Doğunun Limanları ve artık Afrikalı Leo diğerlerinden daha evvel okunabilir.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,5bin okunma
·
140 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.