Gönderi

" (...) o güzelim yaşamak dolu çiçekleri daracık vazolara, o cıvıl cıvıl kuşları renkli zindanlara, koca okyanusa aşina balığı bir damla suya; o içinde biriken coşkuyu yaşayamadıkça hastalanan çocukları evlere hapsediyorlardı ya, soruyorlardı, neden tezcene soldu çiçeğimiz, değiştiriyorduk suyunu kokmadan; neden sustu kuşumuz, yemini, suyunu eksik etmiyorduk, zili de vardı üstelik; neden öldü balığımız, fanusuna daha geçen Mostar Köprüsü koymuştuk altından geçsin diye; neden hastalandı çocuğumuz, her istediğini alıyorduk, bir dediğini iki etmiyorduk?"
Sayfa 16 - Lora YayıncılıkKitabı okudu
·
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.