Küçük Muazzam Şeyler kitabında olduğu gibi bu kitapta da kahramanların kendisini eşit ifade etme şansı var. Olaylar bölüm bölüm her karakterin kendi deneyimlerinden aktarılıyor. Böylelikle okuyucu olarak hikâyeyi kendi açılarından görme fırsatı elde ediyoruz.

Abra Kadabra'nın konusuna gelecek olursam, otuzlu yaşlardaki Delia, Kuzey Amerika'da babası Andrew, avukat nişanlısı Eric ve kızı ile birlikte yaşamaktadır. Hayatlarında bir de Eric ve Delia'nın çocukluk arkadaşı Fitz vardır. Delia'nin annesi o henüz dört yaşındayken geçirdiği bir trafik kazasında ölmüştür. Delia düğün hazırlıkları içinde bulunurken bir sabah ansızın kapı çalınır ve babası polisler tarafından Bethany'i kaçırmak suçundan dolayı göz altına alınır. Peki Bethany kim midir? Hikâye işte tam da burada içinden çıkmaz bir hâl alarak insanın dengesini sarsıyor. Okurken karakterlerin yerinde ben olsaydım ne yapardım diye düşündüm. Ve sonuç benim için oldukça netti. Hikâyeyi okurken bu herkesin başına gelebilir hissi kitaba insanı daha çok bağlıyor. Bu da kahramanlar ile bütünleşmemi sağladı. Özetle,

Abra Kadabra sorumluluklar, saplantılar, bağımlılıklar ve anne baba olma üzerine düşündürücü, okumaya değer bir roman diye düşünüyorum..

Abra KadabraJodi Picoult · April Yayıncılık · 2010291 okunma

·

101 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.