Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Orgeneral Eşref Bitlis cinayeti
Uçağın bulunduğu bölgedeki nöbetçi asker, kazadan bir gün önce, hiç tanımadığı bir kişinin, parola vererek bölgeye girdiğini bildirdi. Bu meçhul kişi hiç araştırılmadı. Kara Havacılık Okulu Anket Heyeti, kaza nedeni için, "yüzde 40 pilotaj, yüzde 60 aşırı buzlanma” dedi. Müşterek kanaat raporunu düzenleyen heyet ise, tam aksi görüş bildirdi. Askeri Savcılık, uçuştan üç saat önceki hava raporunu temel alarak "buzlanma” sonucuna vardı. Ancak uçuş saatindeki hava raporu karın erimeye başladığını gösteriyordu. RP Lideri Necmettin Erbakan, 1993 Aralık ayında, uçağı Çekiç Güç'ün düşürdüğünü iddia etti. Uçağın düşmesine ilişkin İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi tarafından hazırlanan raporda, uçağın buzlanma nedeniyle düşmediği iddia edildi. Faili meçhul cinayetler konusunu araştıran CHP heyeti üyesi Mahmut Işık, Bitlis'i Kahraman Bilgiç'in öldürdüğünü öne sürdü. Uçağın pilotlarından Yüzbaşı Tuğrul Sezginler'in ablası Saime Sezginler, dosyanın sümenaltı edilmek istendiğini ileri sürdü. Abla Sezginler'e göre, davaya bakan Yargıç Üzeyir Termeli bazı tanıkların yanında "karanlık güçlerin baskısı altında kaldığını” itiraf etmişti. Bu nedenle yargıcın reddi talep edildi. (Sayfa 26) Evet, bilirkişi raporu kazadan çok, sabotaj olasılığını işaret ediyordu ama askeri makamlar bunu hiç dikkate almadılar. Acaba neden? Korunması gereken kimseler mi vardı? Yoksa bazılarının iddia ettiği gibi bu olay, ABD'nin planladığı bir sabotaj mıydı? Sabotaj tanığı nöbetçi askerin ifadesi çok dikkat çekicidir. K.K.K. As. Savcılık hazırlık dosyasında dizi 70'te ifadesi bulunan olay tanığı Tahir Metin'in askeri savcıya verdiği 18.02.1993 tarihli ifadesinde; Şubat günü saat 19.00-21.00 arasında 5 no'lu kulübe nöbetçisi idim. Saat 19.30 civarında dahili kışlık kıyafetli, pilot bereli, astsubay olduğunu tahmin ettiğim resmi bir şahıs havacılık okuluna doğru geçiyordu. Dur ihtar ettim. Durdu, parolayı ve işaretini sordum, bildi. Parolayı bildiği için ve üniformalı olduğu için içimde şüphe uyanmadı. Ben dört aydır bu birlikte görevliyim, sık sık aynı yerde nöbet tutuyorum. Daha önce nöbet yerimizden yürüyerek geçen birini görmedim... Şahsın kolunda nöbetçi kolluğu yoktu,” denilmektedir. Askeri savcılık hazırlık dosyasında, bu önemli tanık beyanı doğrultusunda bir soruşturma veya araştırma olmadığını görüyoruz. Bu ifade alınmış ve öylece kalmış. (sayfa 28)
Profil yayıncılıkKitabı okudu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.