Soğuk Savaş donemıyle ilgili en sevdiğim hikâyelerden biri Birleşik Devletler 'e gezmeye gelen bir grup Rus gazeteciyle
ilgilidir. Ziyaretlerinin son günü ev sahibi izlenimlerini sorar.
"Söylemek zorundayım ki" der cevaplayan, "bütün gazeteleri
okuyup gün ve gün bütün televizyonlarının izledikten sonra
tüm hayati konularda herkesin fikirlerinin aynı olması şaşırttı. Kendi ülkemizde bu sonuca ulaşmak ısın habercılerimızi
çalışma kamplarına gönderdik. Hatta tırnaklarını soktuk. Sız burada bunların hiçbirini yapmak zorunda değilsiniz. Sırrınız
nedir?" Peki sır nedir? Bu haber bürolarında, iletişim fakültelerinde , habercilikle ilgili yayınlarda sıkça sorulan bir soru cevabı
da henuz milyonlarca insanın hayatı için büyük önem taşıyor
New York Times bu sorunun cevabını geçen yıl 24 Ağustos'taki
başyazısında açıkladı: "Eğer şimdi bildiklerimizi daha ne eden
biliyor olsaydık, Irak işgali genel bir halk protestosuyla engellenirdi." Bu ilginç itiraf aslında manaya geliyordu: Haberciler işlerini yapmamış ve Bush'un yalanlarını engellemek, ifşa etmek yerine bu yalanları kabul ederek, onaylayarak ve tekrarlayarak halkı kandırmıştı. Times'ın söylemediği ise kendi gazetelerinin ve geri kalan tüm medya Bush'un yalanlarını ortaya çıkarsaydı bir milyona yakın insanın bugün hâlâ hayatta olacağıydı. Bu çok sayıdaki kıdemli kuruluşlarda çalışan çok sayıdaki habercinin düşüncesi. Bir kısmıyla bu konuda bizzat konuştum, bir kısmı ise bunu kamuoyunun önünde açıkladı.
Ne kadar ironiktir ki, sansürün özgür denilen toplumlarda nasıl işlediğini, totaliter bir toplumda haber yaparken anlamaya başladım