"Amor fati; yazgını seç, yazgını sev "
Daha önce Nietzsche hiç okumaya cesaret edememiş, onun fikirlerinin ya da felsefesini anlayabileceğim konusunda endişeliydim. Bu kitapta açık bir şekilde Nietzsche'nin felsefesini ve kendisini tanıdım, çok sevdim! Açıkçası beni kitaplarını okumak konusunda çok cesaretlendirdi.
•
Irvın D. Yalom'un belki de severek okuduğum ilk kitabı oldu.
19.yüzyıl Viyana'sında Psikoanalizin temellerinin daha şekillenmeye başladığı dönemde geçiyor kitap. Breuer'i ünlü vakası Anna O. ile tanıyordum sadece, hayatının derinliklerine bu kadar inileceği aklımın ucundan dahi geçmemişti kitabı okurken. Freud ise öğrencilik yıllarında, geleceğini şekillendirdiği dönemde. Onun psikanalizin temeline koyduğu belli başlı düşünceleri (bilinçaltı, hipnoz, rüyalar, cinsellik) dostu Breuer ile sohbetlerinde harika aktarılmış.
Gelelim büyük düşünür, filozof Nietzsche'ye; hastalığı ümitsizlik ve şiddetli baş ağrılarıdır. Yalnızlığı seçmiş, büyük ihanetlere uğramış, Tanrı'yı öldürmüştür. Bu durumdan mutludur " Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır" der. Fakat içten içe, kitaplarının herkes tarafından okunmasını, yalnızlığının son bulmasını arzular...
Bir şekilde Breuer ile bir tedaviye başlar. Karşılıklı alınan kararlar, karşılıklı girilen stratejik savaşlar, içten içe yapılan anlaşmalar ve birbirlerinin ümitsizliklerini tedavi etme biçimleri muhteşemdir.
"Baca temizleme" tekniği ile başlayan konuşmaları aslında birbirlerine tuttuğu aynadır. Hem Breuer hem de Nietzsche özgürlüklerini, ümitsizliklerini, yalnızlıklarını anlayabilecekler midir?
•
Nietzsche'nin felsefesiyle, Breuer'in görüşleriyle harmanlanan bu tedavi sürecini ve dostluğu okurken hayran kaldım.
Felsefe ve psikoloji adına harika bir kitap olduğunu düşünüyorum. Mutlaka okuyun, bence pişman olmayacaksınız
#Irvin D. Yalom Nietzsche Ağladığında Nietzsche Ağladığında Irvin D. Yalom