Tabii... Benim umudumu kıran yazarın savı değil; Sünni Arap toplumuna dair Fas'tan verdiği örnekler. Bu örnekler, son dönemde çeşitli ortamlarda da sıklıkla gözlediğim İslam anlayışını ve tutuculuğu yansıtıyor. Umudumu kıran bu; ne kadar istesek de bu konuları "insanlık" temelinde ele almak, "dine hakaret" ile suçlamadan konuşamayacakmışız gibi hissediyorum. Gençliğimde bir 10 yıla kalmaz, bu konuları daha rahat konuşabilir oluruz derdim; şimdi ise kimi zamanlar geriye gittiğimizi hissediyorum. İnancım hala olsa da hayal kırıklığım bundan. Bu arada siz yanlış anlamamışsınız; ben kendimi gerçekten de hiç iyi ifade edememişim😔
Araştırmasındaki eksikliğe gelince, Mernissi Fas toplumuna dair yaptığı 2 araştırmayı paylaşıyor eserinde: Biri, birebir kendi yaptığı görüşmeler sonrası derledikleri, diğeri ise bir radyoda dini danışman olarak çalışan imama -bizdeki Ramazan programcıları gibi sanırım- gelen mektuplar... İlk araştırmada konuştuğu kitle çok küçük, 20den az; ikincisinde sayı biraz daha anlamlı, 500lerde, ama her ikisinde de istatistiki olarak yapılmış analizler yok -ya da kitapta yok-. Biz görüşmelerin detayını, değişik kriterlere göre trendleri falan bilmiyoruz; Mernissi sadece bu araştırmalarının kendisine düşündürdüklerini paylaşıyor bizimle. Her ikisi de ilginç geldi ve o yüzden bu sosyolojik araştırmaların bilimsel bir temele oturmasını isterdim.