Kitabın hem dili hem de hikayesi çok güzel.Yazar kitabı gayet anlaşılır sade bir dille yazmış.Ayni zamanda kitap gayet sürükleyici.Kitabin hikayesi modern bir mit gibi çok simgesel bir kitap.Alegorik bir kitap.İnsanoglugun içindeki kötülüğü simgesel olarak anlatan bir kitap.Tipki Habil ve Kabil miti gibi yada inanna miti gibi.Ama bu alegori bahsettiğim bu mitlerden çok daha özgün bir şekilde kaleme alınmış.İki lider karakterli erkek çocuğunun çekişmesi.Bir çocuk iyiliği ,düzeni uygarlığın insani vasıflarını temsil ederken ,diğer çocuk ise gucu ve vahsiligi temsil ediyor.Bir çocuk demokrasiyi temsil ederken diğer çocuk ise sosyal darwinizm kökenli faşizimi temsil ediyor.Avci erkek ve çiftçi erkeğin kapışması.Ve diğer mitlerde olduğu gibi avcı erkeğin çiftçi erkeklere karşı zulmü.Peki ama neden hiç kız çocuğu yoktu ?Bu ayrıntı kitabı diger mitlerden ayıran en önemli özgün ozzeliklerinden biri olduğunu kabul ediyorum.Ayni zamanda kız çocukları olsaydı neler olurdu diye merakta ediyorum.Adaya sadece kız çocuklarının düşmüş olma olasılığı ve kız ve erkek çocuklarının adaya beraber dusmus olma olasılıkları beni meraklandiriyor.Erkek çocuklarının düşmüş olduğu bu olasılıkta ada cehenneme döndü.Peki bahsettiğim diğer iki olasılık olsaydı ne olurdu?Belkide yazar 2. dünya savaşına katıldığında ,oradaki askerlerin çarpışmalarına şahit olduğundan bu olasılığı sadece yazdi?Dedigim gibi kitapta çok fazla simge var dikkatimi çeken simgelerden biri de domuzcuk lakaplı ismini hiç bir zaman ogrenemedigimiz hastalıklarla boğuşan çocuk. Bu hastalıklı çocuk aynı zamanda adanın en zeki çocuğu.Sanirim bunun nedeni insanın hasta olduğu zamanlar ,hasta olmadığı zamanlara göre daha fazla düşünebilmesinden kaynaklanıyor.Organizmalardaki parçalanma zihinde bütünleşmeye ve büyümeye neden oluyor,muthis bir tefekkür hâli.Bu kitap aklımdaki bir soruya daha ışık tuttu.Cocuklar iyi mi kötü mü doğar?Kitaptan anladığım kadarıyla çocuklarda yetişkinler gibi iyi ve kötü icgudulere sahiptir.Biz yetişkinler uygarlık adı altında çocukların bu iç gudulerini iyiliğe daha meyilli bir şekilde eğitim veriyoruz.Spinozanin bahsettiği siyah at ile beyaz at arasındaki mücadelede beyaz atın kazanmasına yardimci oluyoruz.Adaya düşen bu çocuklar bu eğitimi hala tam olarak tamamlayamamış.Ama bu eğitimlerinin izleri görülüyor.Mesela adada kötülüğün temsili olan rogerin kitabın başında , sahilde küçük bir çocuğa taş atıp bilerek vurmama eylemi; bu eylem uygarlık eğitiminin izini gösteriyor daha sonra ise bu eğitimden tamamen vazgeçip bir vahşi gibi domuzcugu büyük bir kayayla ezmesi.Roger kötülugu temsil ederken Simon ise iyiliği temsil ediyordu.Simonun bazı şeyleri gören mistik bir yani vardı.Ayni zamanda sara nöbetleri tarzı bir şey geciriyordu.Tipki bir peygamber gibi o da inzivaya çekilip bir şeyler görüyordu.Mistik yönleri olmasına rağmen canavara inanmıyordu bu ayrıntıda çok guzeldi.Guzel bir kitap herkesin okuması gereken bir kitap.Ve son olarak bu kitap kesinlikle çocuk kitabı değildir bilginize.

Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081,2bin okunma

·

140 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İbrahim Kaplan