işçi ne kadar fazla zenginlik üretirse, işçinin üretimi ne kadar fazla artarsa, kendisi de işte o kadar yoksullaşır. İşçi ne kadar
çok değerli mal yaratırsa, kendisi de o kadar değersiz bir mala dönüşür. Mal âlemine değer katılmasıyla insanlık âleminin değerini yitirmesi de orantılı olarak artar.
Emek sadece mal üretmez; aynı zamanda kendini ve emekçiyi de genelde mal ürettiği ölçüde bir mal olarak üretir. Bunun
anlamı şudur: Emeğin ürünü olan nesne, emeğin karşısına, ona yabancı, üreticiden bağımsız bir güç olarak çıkar. Emeğin ürünü, nesnede saptanmış, maddeleşmiş emektir. Emeğin yaşama geçirilmesi demek onun maddeleştirilmesi demektir. Emeğin böylesine maddeleşmesi, ekonomi politik alanında işçinin yoksullaşması demektir; maddeleşme işçinin ürettiği nesnenin kölesi olması demektir; nesnenin başkası tarafından sahiplenilmesi de işçinin yabancılaşması demektir.