Gönderi

Postmodernite, kapitalist modernitenin sürdürülemezliğine yönelik ilk ciddi eleştirel hareketlerden biri olmasına rağmen, alternatif olmaktan uzaktır. Eklektik ve muğlak yapısı, klasik moderniteden farkını bile başarıyla ortaya koymasına fırsat tanımadı. 19. yüzyıl romantiklerinin benzer çabaları bir nevi edebiyat olmaktan öteye gidemedi. F. Nietzsche’nin 19. yüzyılın sonlarında, Michel Foucault’nun 20. yüzyılın ikinci yarısında başını çektiği modernite eleştirileri çok değerli olmalarına rağmen, bireysel çabalar olmaktan çıkıp kolektif ahlaki ve politik akım niteliğini pek kazanamadılar. Daha güncel olan Fernand Braudel, I. Wallerstein, Andre Gunder Frank ve yakın çalışma arkadaşları uygarlık ve modern sistem analizleri konuya tarihsel-toplum bütünlüğü içinde daha gerçekçi eleştirel yaklaşmalarına rağmen, alternatif üretmede aynı başarıyı gösterdikleri söylenemez. Sanki uygarlık ve modernite daima sürmek zorunda olan kapalı döngüsel sistemlermiş gibi ele alınmakta çok kapsamlı eleştiriler getirilmekte, ama alternatiflik adına getirilenler birkaç cümle olmaktan öteye gidememektedir.
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.