Garcia Marquez'in Kırmızı Pazartesi'sindeki
gibi, katili ve kurbanı herkes biliyordu, ölümün yaklaşan soluğunu herkes duyuyordu, ama kimse bir şey yapmıyordu işlenecek cinayeti önlemek için. Yapamıyordu, zira bütün sesleri kısmıştı postalın hilafeti. Muhtemelen, kendine verilen bu zorlu göreve ölüm bile için için isyan etmişti, etmişti ama ağzını açıp da bir şey diyememişti. Elden gelen tek şey, kederinde kaybolmak ve daima hatırlamaktı o masum gözleri.Sonradan, gönlümden geçenleri bilirmiş gibi, Aysel Gürel, Sezen Aksu ve Onno Tunç fotoğrafın ardından şöyle sesleneceklerdi: