Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

230 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Barışçıl Uzaylılarla İlk Temas: Mükemmel Dünya
“Önde gelen bilim adamlarımızın yıllardır söylediği gibi, canlıların yaşadığı tek gezegenin Dünya olduğunu düşünmek büyük saçmalık.” –
Hugo Gernsback
Hugo Gernsback
1. Hugo Gernsback Kimdir? Bilimkurgunun isim babası Hugo Gernsback, 16 Ağustos 1884 tarihinde Luxemburg’da doğdu. 20 yaşındayken Amerikan vatandaşlığı aldı ve ilgi duyduğu alan olan bilimkurguyu dergicilik mesleğiyle ilişkilendirerek çeşitli yayınlar çıkarmaya başladı. Bunlardan ilki olan Modern Electrics, 1908’de yayın hayatına başladı ve elektronik ile radyo temalı bir yayın akışına sahipti. Amatör radyo yayınlarının öncü isimleri arasında yer aldı ve önemli bilimsel çalışmalarıyla mucit unvanını da kazandı. 1967 yılında öldüğünde ardında yazarlık mesleğine dair saygın bir kariyer ve bugün hâlâ değerini koruyan yüzlerce dergi bıraktı. 2. Bilimkurguya Katkıları Hakkında: Hayattayken birçok bilimkurgu öyküsü kaleme alan Gernsback’in ayrıca 3 tane de romanı bulunuyor. Önce dergilerde tefrika şeklinde yayımlanan
Ralph 124C 41+
Ralph 124C 41+
adlı çalışması (incelemesi için bakınız: #109252428) daha sonra roman olarak yayımlanmıştı. 2660 yılında geçen ve mucit bir bilim insanını merkezine alan öykü, geleceğe dair birçok öngörüde bulunuyordu. Bir aşk öyküsünün de eşlik ettiği roman, Barış Emre Alkım çevirisiyle, Atılgan Yayınları tarafından yayımlanmıştı. Gernsback’in ikinci romanı olan Baron Münchausen's Scientific Adventures (Baron Münchausen'in Bilimsel Maceraları), kendi dergisi olan Amazing Stories’da tefrika edildi. Hugo’nun üçüncü ve son romanı olan
Mükemmel Dünya
Mükemmel Dünya
ise ölümünden 4 yıl sonra, 1971’de yayımlandı ve tartışmaları da beraberinde getirdi. İlk romanında da eleştirilere maruz kalan ve edebi anlamda sınıfta kaldığı söylenen Gernsback’in bu romanı da kimi çevrelerce olumlu karşılanmadı. 3. Amazing Stories ve Hugo Ödülü Hakkında: “Dünya dışı bir türü sınıflandırmaya kalkıştığımızda, düşüncelerimiz genelde diğer Dünya yaratıklarıyla ilgili bilgimizin çerçevesiyle sınırlandırılıyor. Bu hiçbir manaya gelmez çünkü başka bir dünyadaki evrim tamamen bilinmez ve tahmin edilemez bir şekilde gelişebilir.” 1926 yılında yayın hayatına başlayan Amazing Stories, dünyanın ilk bilimkurgu dergisi olma özelliğini taşıyor. Önceleri “bilimsel roman” olarak adlandırılan türe adını veren isim de Hugo Gernback’ten başkası değil. 1929’da “science fiction” terimiyle türü tanımladı ve geleceğine yön verdi. Derginin ilk sayılarında “
Jules Verne
Jules Verne
,
H. G. Wells
H. G. Wells
,
Edgar Allan Poe
Edgar Allan Poe
tarzı hikâyeler” olarak adlandırdığı bu türün Gernsback tarafından verilen ismi zamanla kesinlik kazandı ve kabul gördü. Terim Türkçeye ilk olarak
Yalçın İzbul
Yalçın İzbul
tarafından “Kurgu Bilim” şeklinde tercüme edilmişti. Daha sonra
Orhan Duru
Orhan Duru
’nun “bilimkurgu” olarak revize etmesiyle, Türkçe literatürdeki yerini de almış oldu. Gernsback’in bilimkurgu tarihindeki yeri bununla da sınırlı değil. Türün en prestijli ödülü olarak bilinen “Hugo Ödülü”, ismini Hugo Gernsback’ten alır. 1953 yılından itibaren verilen ödül, fantazya ve bilimkurgu dallarında o yıl yayımlanmış olan en iyi kitaba layık görülüyor ve yazarına prestij sağlıyor. Gernsback henüz hayattayken verilmeye başlanan Hugo Ödülü, 1960 yılında “Bilimkurgu Dergiciliğinin Babası” unvanıyla özel bir ödül olarak kendisine de takdim edildi. 4. Mükemmel Dünya Ne Anlatıyor? “İnsanların gelecekte diğer gezegenlere keşfetme amacıyla gidecekleri nasıl kesinse, aynı şekilde er ya da geç özellikle çok ileri zekâya sahip bir ırkın bizi keşfetmek ve Dünya’daki egemen yaratıklarla ilgili araştırma yapmak için dünyamıza gelmesi de o kadar kaçınılmaz bir şey.” 1958’de yayımlanan Mükemmel Dünya (Ultimate World), bilimkurguda daha önce birçok kez işlenmiş olan temaların bir toplamı hüviyetinde. Türe bir yenilik katmayan ve edebi dil anlamında da rakiplerinin bir hayli gerisinde kalan eser, 2003 yılında İm Yayın Tasarım tarafından dilimize kazandırıldı. Eserin çevirmenliğini ise
Sezin Gür
Sezin Gür
üstlendi. Klasik “uzaylı” teması ekseninde dönen hikâyede “ilk temas” konusu da ağırlık kazanıyor. 1990’lı yıllarda geçen öyküde insanlığın o güne dek ulaşabildiği teknolojiden çok daha ileride olan bir uygarlık, uzay gemileriyle dünyayı ziyaret ediyor. Barışçıl bir portre çizen uzaylıların insanlık üzerinde yapmak istediği kimi deneyler vardır ve vakit kaybetmeden de bilimsel çalışmalarına girişirler. Dünyanın birçok noktasına inen uzay gemilerinden hiç çıkmadan insanlığı analiz eden bu yaratıklar daha sonra bilim insanları tarafından “Xenolar” olarak adlandırılacaktır. Bu canlıların nihai hedefi Dünya adlı gezegende egemen güç olduğunu bildikleri insanlığa dair tüm önemli bilgilere sahip olmaktır. İnsanlarla herhangi bir şekilde iletişim kurmayı düşünmeyen Xenolar’ın bu tutumu, insanlar tarafından mevcut veriler ışığında aydınlatılmaya çalışılıyor. İnsanların diğer canlılar üzerinde araştırma yapmaları fakat iletişim kurmaya çalışmamalarıyla aynı nedene dayandırılıyor bu durum. Akıl sahibi olmayan herhangi bir hayvanla yüzde yüz sağlıklı bir iletişim kurulamasa da o hayvana dair tüm detayların insanlar tarafından biliniyor olması, Xenolar’ın da insanlar için aynı şeyi düşündüğü anlamına geliyor. 500 ila 1 milyon yıllık bir ileride olma durumundan bahsediyor Gernscback ve öykü içinde onlara dair zaman zaman ek bilgiler vermeyi de ihmal etmiyor. Xenolar’ın dünyaya geliş amaçlarının bir diğeri insanlığın nasıl ürediğini araştırmak. İlk yaptıkları şey ise Profesör Duke Dubois ve eşi Donny’yi kaçırmak ve cinsel ilişkiye girmelerini sağlamak. Birkaç gün alıkonan çift, ne kadar süredir dünyayla bağlarının koptuğundan habersizdir. Beslenme ve barınma ihtiyaçları sağlanan ve sürekli cinsel ilişkiye girmeleri sağlanan çift uzaylılar tarafından dikkatlice izleniyor ve sonuçları analiz ediliyor. Bu durum, önde gelen birçok bilim insanıyla devam ediyor. Öncelik olarak sıradan halktan ziyade tanınmış insanları radarına alan Xenolar’ın bu tutumu en başta garip karşılansa da, zamanla zararsız bir eylem olduğu saptanıyor ve kaçırılan insanların uyumuyla birlikte âdeta bir iş birliği sağlanmış oluyor. “Suyu ışına dönüştürüp aktarıyorlar, sonra yeniden su oluyor.” İnsanları analiz ederek onların üreme sistemlerini çözen Xenolar’ın sonraki hedefleri arasında çocuklar vardır. Çocuğu olmayan çiftlere çocuk vermek ve milyonlarca çocuğu uzay gemilerine kaçırarak onları bazı konularda eğitmek öncelikleri arasındadır. Dünya’nın yakınlarında Ay benzeri başka bir uydu yaratılması ve uzaylıların bir süre sonra oraya doğru yola çıkmaları dünya basınını şaşırtıyor. İnsanlığın kendisinden üstün bir ırkla iletişim kurma çabaları, korkuları ve endişeleri devam ederken, yazar iyi niyetini kaybetmeden sürdürüyor öyküsünü. İnsanlık, bu beklenmedik misafirleri karşısında elbette şaşkındır. Neden geldikleri, amaçlarının ne olduğu ve ne zaman gidecekleri hakkında dünyanın her yerinde sayısız spekülasyonlar oluşur. İçlerinden biri en net sonuçlardan birini verir: Canlıların ana amacı kendi gezegenlerine su iletmektir. Güneş sistemi dışında olsa da, dünyadan çok da uzakta olmayan bir yıldız sisteminden geldiği düşünülen Xenolar’ın kendi gezegenlerinin hâkim gücü oldukları açık bir gerçektir. Üstün teknolojileri sayesinde Dünya’dan elde ettikleri suyu kendi gezegenlerine kolayca iletirler. Bunun için de Eros adlı yapay uyduyu bir istasyon olarak kullanırlar. 5. Hugo Gernsback’in Gelecek Vizyonu: “Savaş insanlarda kalıtsal bir hastalık. Savaş yaşamımızdan tamamen çıkmadan asla tam olarak uygar olamayacağız.” Gernsback, tıpkı
Arthur C. Clarke
Arthur C. Clarke
gibi mucit kimliğine sahip bir bilimkurgu yazarıdır. Onun yeni icatlar çıkarma hevesi eserlerine de fazlasıyla yansımıştır. Ralph 124C 41+ adlı romanında olduğu gibi kişilerarası diyalogların ve akan öykünün arasına girerek zaman zaman bilimsel öngörülerini sıralamaya bu kitabında da devam eder. Evrenin her yanına yayılmış radyo sinyalleri, ilk romanında da adını andığı görüntülü görüşme sisteminin daha ilerlemiş bir halini betimlemesi ve “plastikağıt” adını verdiği dijital ve hızlı gazetecilik sistemi ilk akla gelen örnekler arasındadır. Romanda dikkat çeken gelecek öngörüleri arasında ise savaş karşıtlığı yer alır. Xenolar’ın kaçırdığı çocukları savaş karşıtı olarak yetiştirmeleri buna en net kanıttır. Bir diğer unsur ise gelecekte dünyada 5 hâkim güç olacağına dair düşüncesidir. Elbette ABD ve Rusya bu ülkeler arasındadır. Diğerleri ise İngiltere, Fransa ve Japonya’dır. Soğuk Savaş’ın etkisinde kaldığı sezilen romanda ABD-Rusya rekabetinin devam ettiğini görmek de mümkün. 6. Romanın Şablonu ve Gelen Eleştirilere Dair: “Anlamalısın ki insanlar bu Dünya’da yaşayan geç, yeni gelen ve garip kişiler ve hâlâ öğrenecek çok şeyleri var.” Her ne kadar roman kategorisinde anılsa da, Mükemmel Dünya’nın bilimsel bilgilerle donatılmış bir eser olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu durum, zaman zaman analizlerden oluşan bir rapor okuyormuş hissiyatı veriyor ve zaten Gernsback’in en çok eleştirildiği kısım da burası. Edebi bir dilden yoksun olduğu ve eserlerinin başarısız olduğu ünlü bilimkurgu yazarları tarafından da dile getiriliyor.
Brian Aldiss
Brian Aldiss
ve
James Blish
James Blish
bu yazarlar arasındadır. Ana mesleği yazarlık olmayan birinin öykü ve roman yazması kişinin kendi tercihidir elbette. Bilimkurgu camiası için önemli bir yere sahip olan Hugo Gernsback’in ağır eleştirilere maruz kalması ilginç bir olay olarak değerlendirilebilir. Elbette her sanat eseri eleştiriye açıktır lakin Gernsback’in maruz kaldıkları daha çok acımasız eleştiri kapsamında yer alıyor. 7. Edebiyat ve Sinema Dünyasından Akrabalık Bağları: “Genelde eski kafaları yenen şey, dahi gençlerin taze yaklaşımları ve yıkıcı mantıklarıydı.” Hugo Gernback’in 1958’de yazdığı Mükemmel Dünya’nın konusu bilimkurgu edebiyatının önemli isimlerinden Artcur C. Clarke’ın kaleme aldığı “
Çocukluğun Sonu
Çocukluğun Sonu
” ile benzerlikler taşıyor. Clarke’ın 1953’te yayımlanan romanına ek olarak bir diğer bilimkurgu yazarı John
John Wyndham
John Wyndham
’ın “
Midwich'in Guguk Kuşları
Midwich'in Guguk Kuşları
” da yine oldukça benzer bir temaya sahip. Bu romanın ilk yayımlanış tarihi ise 1957. Hugo Gernsback’in söz konusu romanları okumamış olması düşünülemez elbette. Romanın sinema dünyasındaki yansımaları arasında ise en başta Invasion of the Body Snatchers (1956) gösterilebilir. The Day the Earth Stood Still (1951) ve The War of the Worlds (1953) de bu romanlar henüz yayımlanmadan uzaylıların dünyayı ziyareti ve “ilk temas” konularına odaklanıyor. Bahsi geçen romanlar yayımlandıktan sonra sinemada da daha sık kullanılan temalar arasında gördüğümüz uzaylı filmlerinin modern sinema dünyası içindeki yeri de bir hayli büyüktür. Close Encounters of the Third Kind (1997) Independence Day (1996), Arrival (2016) adlı filmler, üstün uzaylı ırklarının dünyaya gelişi ve insanlarla kurulan iletişim üzerine önemli yapımlar olarak öne çıkıyor. 8. Son Söz: “Eğer umutsuz ve tamamen yetersiz olan planlarımızda ısrar edip –açıkça barışçıl- ve çok uygar olan bu ırkı kızdırıp kışkırtırsak bunun ceremesini de felaketlerle çevrilerek ödeyeceğimiz kesin.” Yaklaşık bir yıl süren uzaylı istilası beklenmedik bir şekilde son bulur ve Dünya vatandaşları yaşadıkları bu ilginç deneyimi uzun yıllar tartışamaya devam eder. Fakat gerçek olan şudur ki, gelenlerin amacı savaş değildir, aksine insanların savaşmasını önlemektir ve bir yandan da kendi varlıklarını devam ettirmek zorunda oldukları için ihtiyaçları olan şeyi Dünya’dan sağlamaktır. Bunu yaparken insanlığı analiz etmek ve deneyler yapmak da Xenolar’ın ilgi alanları arasındadır. Tuhaf varlıkları ve sıra dışı akıbetlerini de eklediğimizde, insanlığa ilginç deneyimler yaşattıklarını söylemek mümkün. Ülkemizde yaklaşık 20 yıl önce yayımlanan ve ilk baskıda kalan Mükemmel Dünya’yı bulmak zor olsa da, sahafların tozlu raflarını aşındırmaya değecek, okurken keyifli dakikalar yaşatan ortalama bir bilimkurgu. İlgilisine önerilir. Keyifli okumalar dilerim. “Dünya, insanlığın, hâlâ bilinmeyen gizemli istilacıların yaptığı, 358 gün süren Dünya istilasından elde ettiği olağanüstü dersleri hafife almama konusunda bilinçli olmalı.”
Mükemmel Dünya
Mükemmel DünyaHugo Gernsback · İm Yayın Tasarım · 20033 okunma
··
3.092 görüntüleme
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Yazı daha önce Bilimkurgu Kulübü’nde yayımlanmıştı. Görseller eşliğinde okumak isteyenler için: bilimkurgukulubu.com/edebiyat/kitap-...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.