Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Herman Hesse'nin 145. Doğum günü anısına...
Değerli üyelerimizden Demet Gümüş'ün yazdığı inceleme yazısı için kendisine teşekkür ediyoruz :) Yolu arayan kişi yolun ne olduğunu biliyor mu? "Yönü belirsiz bir yolda yürüyen kişi, yeri gelir, yürümeyi bile unutur. Yürümek bile belirsiz hale gelir." der Oruç Aruoba. Her insanın yaşamı, onu kendine götüren bir yoldur, bir yol denemesi, bir yol taslağıdır. Hiçbir insan yüzde yüz kendisi olamamıştır, ama yine de herkes kalbinin ve aklının ya da ruhunun gücü yettiğince bu yolda yer alır. Peki ya kendi yolunu bulamayan kişi; bütün yolları boşuna yürümüş olamaz mı? Biliyorum, kolay değil yaşamak, Gönül verip türkü söylemek yar üstüne; Yıldız ışığında dolaşıp geceleri, Gündüzleri gün ışığında ısınmak; Şöyle bir fırsat bulup yarım gün, Yan gelebilmek Çamlıca tepesine... - Bin türlü mavi akar Boğaz'dan - Her şeyi unutabilmek maviler içinde. Orhan Veli Kanık Ah nerde unutmak.. Biz böyle fil hafızalı olduktan sonra maviyi de bulanıklaştırırız! Zamanın esnekliğini, daha doğrusu zamansızlığı hissettiren, kendini başka varlıklarda tahayyül etme arzusunu, hafızanın simyasını, ruhun farklı yansımalarını aramaktan vazgeçmeyen bir yazarla çıktığım “hayat yolculuğu"na değinmek istiyorum bu yazımda..  Ve bu yolculuk boyunca birbirinden değerli ve güzel, hayata karşı farklı bakış açıları geliştirdiğim, yer yer kafa bulanıklığı yaşadığım, gözlem ve tasvir gücüne, betimlemelerine ve kalemine hayran kaldığım bu yazarın üç kitabını okudum keyifle, yolculuğuma eşlik eden insanlar ile tanıştım.. Siddhartha, Govinda, Kamala, Bozkırkurdu.. Neden bu kadar geç kalmıştım ki! Hermann Hesse, hayatının son anlarına kadar sulu boya resim yapmaya, müzik dinlemeye, bahçesine bakmaya ve şiir yazmaya devam eden, bir gezgin, bir şair, bir doğaseverdir. Zaman, mekan, varlık, insan ve tabiat arasındaki ilişkiyi berrak bir bakışla görebildiği ve incelikle anlatabildiği için hiç eskimeyecek bir şairdir. Hesse aynı zamanda hayatı çelişkileriyle anlatmayı seven de bir yazar. Yazdığı kitapları onun otobiyografik hikâyesininden kırıntılar taşıdığı bir yüzü olarak kabul edebiliriz. Yani; Hesse, kahramanlarına kişilik verirken kendi yaşamındaki deneyimlerinden yola çıkmış diyebiliriz. Kendini anlama ve yorumlama çabasından hiç vazgeçmeyen biri aynı zaman da. Ve bu arada Herman Hesse'nin Stufen yani Basamaklar adlı şiiri de dünya da en çok okunan şiirler arasında gururla yer alıyormuş. Ben de buraya eklemekten onur ve mutluluk duyarım. Her goncanın soluşu ve gençliğin yaşlılığa dönüşmesi gibi, Zaman içinde hayatın her devresi çiçeklenir. Her ermişlik ve erdemin kendi zamanı vardır ve hiç biri sonsuza dek süremez. Yürek her zaman yolculuğa ve yeniden başlamaya hazır olmalı, Hayat her çağırdığında, kimseye yakınmadan, yeni başlangıçlar için kendine cesaret verebilmelidir. Ve her başlangıç içinde bir sihir bulundurur. O bizi korur ve yaşama devam etmemize yardım eder. Hafiflikle, basamak basamak geçmeliyiz her yolu. Hiç kimseye anayurt gibi bağlanmadan... Dünyanın ruhu bizi bağlamak ya da sınırlamak istemiyor, Bizi basamak basamak genişletmek ve yükseltmek istiyor. Hayatın bir evresine alıştığımız anda, alışkanlığın getirdiği duygu bizi hapseder, bize acı verir. Sadece yolculuk etmeye hazır olan, felç edici alışkanlıklardan kopmayı göze alabilir. Belki de bize gençliğimize karşın, bu aşılması gereken basamakları gönderen ölümdür. Hayatın bizden talepleri hiç bitmeyecek. Haydi o zaman yüreğim, ayrılığa ve iyileşmeye... Gelelim kitabımız Bozkırkurdu'na. Hermann Hesse'nin Bunalım kitabında yer alan şiirlerin daha sonra nesire dönüşerek ve Bozkırkurdu’nun temelini oluşturduğunu öğrendim. Keşke daha önce öğrenseymişim de onunla başlasaymışım diyorum kendi kendime.. Kitaba başlayacak arkadaşlara da bir bilgi olsun. Hesse’nin en çok bilinen romanlarından biri Bozkırkurdu. Bozkırkurdu’nun kahramanı Haller ise kitabı kadar kült bir karakter olarak ön sıralarda yerini almakta. Bay Haller iki çağ arasında sıkışıp kalanlardan, tüm korunmuşluk ve suçsuzluklara uzak düşenlerden, insan yaşamının tüm güvensizliğini kişisel acı ve cehenneme dönüştürüp yoğun biçimde yaşamaları alınlarına yazılmışlardan biri. Nasıl ki insanların basit ama gizli kalmış yanlarını keşfetmek bizi heyecanlandırırsa, meraklandırırsa bu kitap için de aynı şeyi söylemek mümkün. İnsanı içine çekiveren kasvetli ama ustaca düşünülmüş bir olay örgüsüne sahip. Ve yazarın kendi cümlelerinde bile çekingen bir sadeliğin, kederden asude sessiz bir çilekeşliğin varlığına hakim. “Ben size kendi içinizde var olandan başka bir şey veremem, ruhunuzdakinden bir başka galeriyi buyur edip çıkaramam önünüze. Size sunabileceğim tek şey, söz konusu adımı atmanız için bir fırsat, bir ilk vuruş, bir anahtardır. Kendi dünyanızı görebilmenize yardım edebilirim o kadar.” Yaşamın anlamına ya da anlamsızlığına değil, ona karşı takındığı tavra karşı sorumlu hisseder kendini Hesse. “Yaşamları pek dalgalı olan bu insanlar arada bir seyrek mutluluk anlarında öyle kuvvetliyi ve anlatılmaz derecede güzeli yaşarlar, bir anlık mutluluğun köpüğü acılar denizinin üstünü aşarak o denli yüksek ve göz kamaştırıcı biçimde fışkırır ki, bu alev alev parlayan kısa mutluluk ışıklar saçarak başkalarını da etkiler ve büyüler. Tüm o sanat yapıtları açılar denizinin üstünde eşsiz ve geçici mutluluk köpüğü olarak meydana gelir…” Okunması güzel, sonu düşündürücü kitaplardan.. Tavsiye ederim. "Veda güzel şey, yu­muşak bir havaya sokuyor insanı." (Bozkırkurdu'ndan) Sahi.. Geldi mi tekrar veda vakti! Kimsenin uyanık olmadığı bir zamanda, Tekrar mı kaçıp gitmeli? Dönmek için bir neden yokken.. Bu sefer gerçek bir veda mı benimkisi. (Mavi'den)
Demet
Demet
,
Bozkırkurdu
Bozkırkurdu
,
Hermann Hesse
Hermann Hesse
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
·
471 görüntüleme
Murat Ergin okurunun profil resmi
Ustaca bir inceleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.