Mesela evde büyük bir kavga oldu diyelim. Bu durumda büyük bir ihtimal erkek küsmüş bir şekilde odasına gidecektir. Kavga konusunda haklıda olabilirsiniz haksızda. Aslında bunun çok da önemi yoktur. Çünkü er yada geç aranız düzelecek ve sonunda yine barışacaksınız. Doğal olarak birbirinize çektirdiğiniz eziyet dışında hiçbir kazancınız olmayacak. O nedenle sevgili kadınlar sizden ricam bu olayı hiç uzatmadan çözmeye çalışın lütfen.
Zaten barıştıktan sonra bu meselenin acısını geriye dönük bir şekilde çıkaracağınızdan erkekler olarak hiçbir şüphemiz yok. Şimdi madem barışmaya karar verdik yapacağımz şey çok basit. Mutfağa gidin ve bir kavanoz alın.
Bu kavanozun ağzının iyice sıkı olduğundan emin olun. Yalnız açabileceği bir kavanoz olsun lütfen. Zira olur da bir iki denemeden sonra kavanoz açılmazsa bu kitabı yazan kişi evde olacak olaylardan sorumlu değildir. Uygun kavanozu bulduk tan sonra elemanımızın odasına gidin. Erkeğimiz muhtemelen bilgisayarının başında somurtmuş evrenin sırrım çözüyordun ,O nedenle hiç konuşmanıza bile gerek yok. Kavanozu görebileceği bir yere bıraktıktan sonra tekrar mutfağa dönebilirseniz. Çünkü sizin işiniz bitmiştir ve gerisini evrim tamamlayacaktır artık. Erkek kavanozu görür görmez garip bir atmosfer içine girecektir. Hani Gotham şehrindeki halk süper kahramanımız Batman'e ihtiyaç duyduğunda gökyüzüne doğru yarasa şeklinde bir ışık tutarak yardım ister ya...
Muhtemelen sizin bıraktığınız kavanozda benzer bir etki oluşturacaktır. Halkının ona olan ihtiyacı karşısında hiçbir süper kahraman kayıtsız kalamaz. Bu erdemin bilincinde olan elemanımız damarlarında coşan testosteron etkisiyle kavanoza yaklaşır. İlk denemede genelde başaramazlar. Bu onu daha da hırslandırır. İkinci denemede, "Tes tosteronun gücü adına, güç bende artık" diye kavanoza öyle bir abanır ki kavanozun kapağı ve kavanoz arasındaki kadim bağlılık artık karşı koyamaz ve kendini bırakır. Tam bu sırada, hani kavanoz açıldığında çıkan "tık" sesi var ya. İşte o sesin duyulması ile eş zamanlı olarak erkeğin beynindeki ödül merkezinde âdeta bir karnaval söz konusu olacaktır. Bu karnavalın yarattığı sarhoşluk etkisinde, erkek mutfağa öyle bir girer ki sanırsın İstanbul'u fethetmiş ve şehre giriş yapıyor.
Kavanozu tezgâha koyduktan sonra sadece 1-2 saniyeliğine yandan bir bakış atar size. "Yaaa, ben olmasaydım açlıktan ölecektiniz" şeklindeki bakıştan sonra mutfaktan muzaffer bir komutan edasıyla çıkar. Artık gururu okşanmış erkek, kavga konusunu bile unutup evde bir süper kahraman edasıyla dolaşacaktır. Evet, sevgili kadınlar, bir erkeğin kendisini süper kahraman gibi hissetmesi için dünyaya çarpmakta olan bir gök taşını durdurmasına gerek yoktur. Tek bir kavanoz bunun için yeterli olacaktır. Kadınlar için bu konu çok da önemli olmaya bilir ama biz erkekler için bu durum çocukluktan beri hayalini kurduğumuz bir düştür.