Aynadaki Yalan
Merhaba sayın okurlar!
İlk incelememi 
Necip Fazıl Kısakürek' in kitabı https://1000kitap.com/kitap/kitap--334335 ile yapmak istedim.
Çok düşündüm nasıl başlasam ne yazsam... Sonra aklıma geldi, beni çok etkileyen bir kaç satır ile başlamaya karar verdim.
" Boş konuşuyoruz, boş!..
Bütün bir ömür içinde söylediğimiz bir milyon kere bir milyon laf, arayıp da bulamadığımız tek cümle için... Bulur gibi olup da yine elden kaçırdığımız... Tekrar bulur gibi olup da artık aramaya lüzum görmediğimiz tek cümle için... O cümle nedir, o cümle? Ben o cümleyi bilmiyorum... Fakat bütün mevcutlarla beraber, bütün cümlelerin içinde eridiği ve yok olduğu tek bir kelime biliyorum her an söyleyip de hiç bir an hakikatine yaklaşamadığımız ve yaklaşamayacağımız tek kelime: `Allah...` " ( say: 156 / Büyük Doğu Yayınları)
Gerçekten de bizi rahatlatan huzura erdiren gerçek ve tek kelimedir. "Allah"
Bazen kendimi kötü hissettiğimde gökyüzüne bakar derin bir nefes alırım ve ağzımdan sadece bu kelime çıkar "Allah" uzun uzun söylerim bu kelimeyi. Manevi bir huzur olur içimde küçük bir tebessüm eder günün geri kalan zamanını o içimi dolduran maneviyat ile tamamlarım.
Lafı daha fazla uzatmadan yavaş yavaş kitaba geçeyim.
DİKKAT SPOİ İÇERİR!!!
Roman, üniversitede felsefe asistanı olan Naci'nin hayatı etrafında şekillenmektedir.
Naci'nin askerlinin bitmesine bir ay kala bir köye gelir. Bu köyde, köy ağası olan Hüsmen ağa ve onun torunu Haçe ile tanışır. Hatçe, Nacinin üstünde büyük bir tesir bırakır. Ancak Naci'nin sevdiği daha doğrusu sevdiği sandığı bir kız vardır Belma.
Belma zengin, güzel, akıllı bir kadındır. Naci bu kadına kendini kaptırmış ancak Belma Naciye karşı bir şey hissetmemektedir.
Naci'nin annesi bu aşktan oğlunu kurtarmak ister ve oğlunun askerde iken gittiği köye oğlundan habersiz gider. Orada Haçe ile tanışır. Naci'nin annesi Hatçe'yi çok sever ve oğlu ile evlendirmek ister.
Romanımızın akışı bence bundan sonra başlıyor.
Bir gün Hüsmen ağa Naci'nin çalıştığı yere gelir ve Hatçe'nin hastalandığını söyler.
Naci, Hatçeyi alır ve bir hastaneye götürür. Kızın Lösemi olduğu ve hastalığının ilerlediğini söyler doktor.
Biraz zaman geçtikten sonra Hatçe ve Naci evlenir. Kız sevdiği insana doyamadan ölür.
Hatçe öldükten sonra Naci İslam ile çok içli dışlı olur. Daha doğrusu doğru yolu bulur...
İçerikten az çok bahsettim gelelim kendi görüşüme:
Necip Fazıl Kısakürek'in bu kitabında karakter, beşeri aşk ile başlayıp ilahi aşkı bulduruyor.
Romanın her satırı her kelimesi beni düşündürdü çok etkilendiğim bir kitap desem yalan olmaz. Özellikle de bazı cümlelerini bir kaç kere okuma ve onun üstünce çokça düşünme zamanım oldu. Yazarımızın Betimlemeleri, benzetmeleri, karakteri beni ayrı ayrı etkiledi. Eser biraz üslup yönünden ağır olsa da akıcı bir konusu var.
Bence bu eser herkesin kitaplığında bulundurması ve en kısa zamanda okuması gereken bir eser. Bir insanın hayatına yön verebilecek cümleler ve kelimeleri var. Kendinizden geçip, karakteri benimseyip belki de kendinizi karakterin yerine koyup onun yaşadığı duyguları yaşayabilirsiniz.
Bende karakterin etkisi çok büyük; kendimi karakterin yerine koyup onunla sevinip, onunla gülüp, onunla üzüldüm.
Daha nasıl anlatılır pek bilemedim açıkçası. Dilim döndüğünce bir şeyler yazmaya çalıştım. Kitapla alakalı bilgiler ve düşüncelerimi söyledim. Umarım ilk incelememi beğenirsiniz.
Kitapta geçen bir sözle noktalamak istiyorum incelememi:
"Keşke ben Allah kelimesinden başka, ağzından tek söz çıkmayan bir dilsiz olsaydım."
Umarım bol kitaplı, bol kahkahalı, çok mutlu bir hayatımız olur.
Keyifli okumalar...
Sağlıcakla kalın.
·
1.661 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.