ibn sina, metafizikte yapan (fail) nedenden bahsederken önemli bir noktaya değinerek onu açıklıyor. tanrı tanır feylesoflarla, tabiatçıları ayırmakta ve tabiatçıların yapan nedene sadece hareket ettiren dediklerini, tanrı tanır feylesofların tabiat varlıklarında yapan nedenin hareket ettiren olduğunu kabul etmekle beraber, yapan nedenin bundan başka bir şey daha yaptığını, ortaya koyarlar ki, bu da yapan nedenin kendi özüne benzemeyen, ondan ayrı bir varlık vermesi ve ortaya koymasıdır* der. ibn sina şöyle devam eder. yapan neden, yaptığı şeye varlık verir; öyle ki, bu şey o varlığa kendi özünün gereği olarak sahip olamaz. burada varlık veren, yapan neden ile var edilen nedenli (malul) arasında şu farklar vardır, a) yapan nedenin özü (zatı), yaptığı varlığın şeklini almaya ve ona bürünmeye elverişli değildir. b) yapan neden yaptığı varlığın içinde bulunacak şekilde onunla birleşmiş değildir, c) yapan neden ile yapılanın her biri birer varlık olarak birbirinden ayrılır**. tek varlıkçılığı (vahdeti vücudu) bundan daha açık ifade ile reddetmeğe zor rastlanır.