Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Karanlıkta
Beşyüz borazan birden çalıyor Bin davul birden vuruyor başımda Gök gürültüleri Çekiç sesleri makine sesleri Dağlardan kopan kocaman çığlar Taşlar Kayalar Ey üstüme üstüme gelen deniz Ey cam kırıklarından kader Yeter Yeter artık Nerdeyse çıldıracağım Bir yeşil ötesine geldim durdum işte Merdivenin son basamağındayım Bir adım daha atsam Kimseler tutamaz beni Bir adım daha atsam karanlıktayım Kaç kere söyledik Şu potpuriyi çalmayın diye Anlamıyor musunuz Fa diyez bemol çaresizlikler içindeyiz Bir duvar yıkılıyor altında kalıyoruz Bir adam ölüyor bizi gömüyorlar Susturun şu kemanları Biraz da ilâhlar ağlasın yokluğumuza Kirli gözyaşları kırık iskemleler Başıbozuk çigan havaları Yeminler notalar akortsuz teller Ve sakat çocukları Nagazaki'nin Biz bunun için mi geldik yeryüzüne Devirin şu putları Mukaddes kitaplar bize göre değil artık Sinemaskop rezaletler içindeyiz Café Chantant'larda dua ediyoruz Mabetlerde çiftleşiyoruz artık Mesuduz Dokunmayın keyfimize Saint Pierre'in doksandokuzuncu göbekten torunu Strip-tease yapıyor Folie Bergere revüsünde her gece Gelsin arkasından şampanya şişeleri Kauçuk göğüslü kızlarda bir naz bir çalım On derste aşk On derste güzellik On derste cinsiyet Ve tam onbin yıldır arayıp bulamadığımız fazilet Sonra mezarlıklar dolusu günâh Genelevler dolusu namus Velhasıl ailece rock'ın roll dansı öğrendik Tepinip duruyoruz Pirinç tanelerine çizdiğimiz kral resimleri bizi kurtaramadı Ne de Bâbil'deki asma bahçeleri Hakkını veremedik alınterimizin suçluyuz Har vurup harman savurduk ömrümüzü Akıllı bir maymun olmaktan öteye gidemedik Şimdi bu kördöğüşünde yenildikse suç bizim Geç anladık zavallılığımızı Herşeyi bu sağır göklerden bekledik yıllardır Bizi kimseler inandıramadı ölüme Bize kimseler öğretmedi insanlığımızı Kim kurdu bu düzeni nerdeyiz Bu tekerlekler nasıl dönüyor boşlukta Bu umutlar bu dualar bu kahrolasıca hayaller Nasıl bunca yıldır barındırdı bizi Bu katı yürekli topraklar Bu gülünç mezar taşları Ölümler ölümler ölümler Ölümlerden beter yalnızlığımız Bu macera ne zaman bitecek söyleyin Söyleyin ne zaman aydınlanacak Bu karanlık alınyazımız Harun-er-Reşid'in gazabına uğradık cümlemiz Baş parmaklarımızın birinci boğumundan vurdular bizi Bir düşüş düştük Eiffel kulesinden Sersefil oldu ölümüz caddelerde Nice evlerin nice apartmanların bütün ağırlığı üzerimize kurşun gibi çöktü Sokak köpekleri işedi kanlı gömleğimize Yedi yıldız senesi bağırdık ağladık Kimseler duymadı sesimizi Lili Marlen Beşyüz sene sonra anlaşıldı yokluğumuz İşte biz böyle yitirdik inancımızı Tanrıya Keyfimize dokunmayın Adamakıllı sarhoşuz Ya bir gül koparın bahçenizden Koklayalım Ya bir yudum su doldurun taslarımıza İçelim Ya da bir dilim ekmek verin Şükredelim yaşadığımıza Karanlıklar içindeyiz Çamurlar içindeyiz Tutun kaldırın bizi O yalancı sevginiz sizin olsun Biz yaşamak için geldik yeryüzüne Alın başınıza çalın merhametinizi Körsünüz ya da sağırsınız Beyaz çorap giydi diye Ku Klux Klan demeğinin adamları Bir zenciyi linç ettiler Görmediniz İbni Mansur'un beşinci karısını toprağa gömdüler beline kadar Sabahtan akşama dek yedibin kişi taşladı Yedibin kişi tükürdü yüzüne görmediniz Şu gökkubbenin altında Boşa gitti nice bonjour'larımız Sonra üç kere good night dedik Duyan olmadı Ya savaş meydanlarında yitirip bulamadığımız gerçek Engizisyon işkenceleri yirminci yüzyılın Fırınlar Gaz odaları Gaz odaları Kitle halinde ölümler Kara sineklerin konduğu çürümüş et yığınları Yaylım ateşlerle delik deşik olmuş insanlığımız O azgın atların çiğnediği kollar bacaklar O kan çanağı gözler O süngü uçlarında yükselen kesik başlarımız Bizi alçaltan bu kanlı zafer taçları işte Öptüğümüz o pis eller O maymun maskara soytarılar Küçük orospular Kirli zevklerimiz Yatağımıza giren frengili kadınlar Aldığını geri vermez bir karanlık dört yanımızda Hangi perdeyi aralasak gece Hangi taşı kaldırsak çaresizlik Ölüm isli fener ışığı bu karanlıklarda Ölüm yorgun askerlerin tek umudu sıcak Biz bu ölümlerle yakınız ölümsüzlüğe Bu karanlıklarla uzak Siz dilediğiniz şarkıyı söyleyin yine Yine karemalâlarla kandırın küçük kızları Irzına geçin torunlarınızın O sapık arzularınız yükseltecek sizi O karanlık odaların başıboş rahatlığı Varın dilediğiniz gibi yaşayın artık Bir gün bütün günahlarınız bağışlanacak Tanrı katında Ne cehennem ateşleri ne o köprüler kıldan ince Sizin için değil Siz öyle Tanrıların böyle kullarısınız işte Şimdi de oturmuş tuz-biber ekiyorsunuz yaramıza Kiliselerde camilerde öğütler veriyorsunuz Tanrı adına Sonra her gece bir cinayet işliyorsunuz Temiz çarşaflarda pis kanınız Uykularımızda gölgeniz korkunç belâlı Sizi sayıyla mı verdiler bize Defolun karşımızdan Bize kendi derdimiz yeter Kanınızı bulaştırmayın ellerimize Yüzsüzlüğün bu kadarına pes doğrusu Haydi biraz değin başınızı Bizden af dileyin Kederimizi anlayın artık Saygı gösterin sevgimize Belki sizi affedebiliriz Ne de olsa insanız biz de Bir zayıf tarafımız vardır Nasıl aldandık bunca zamandır Nasıl inandık güzelliğine hayatın Bize ne doğan güneşten Büyüyen buğdaydan akan sudan bize ne Alabildiğine kederliyiz yorgunuz Bize dostluğu öğrettiniz Bize sevmesini öğrettiniz böyle delicesine Sevdikse günahlarımız Tanrı'nın boynuna Sevilmedikse insanlar utansın kederimizden Ne aradık ne bulduk dünyanızda söyleyin Bir sevgiyi bile çok gördünüz bize Öpüştük uykularımızda ayıpladınız Kara kara yengeçleri saldınız üstümüze Şimdi de bir yaşamaktır tutturmuşsunuz Rahat bırakın bizi Göğüyle deniziyle Taşıyla toprağıyla O yoktan var ettiğiniz Tanrı'sıyla Dünyanız sizin olsun Boğaz tokluğuna yaşamlar bizi kurtarmaz artık Biz oldum olası kör doğmuşuz Brakisefal kafalarımız bir işe yaramıyor Hele şu biçimsiz ayaklarımızın haline bakın Aptallığımız yüzümüzden belli Aynaya bakıp gülüyoruz Oysa bütün çirkinliğimiz aşikâr ayna gibi Söyleyin bir Shakespeare mi akıllıydı içimizde To be or not to be To be or not to be birşey değil yine Sen olmasan benim varlığımdan ne çıkar Ama sen yoksun işte Bense bütün insanlar gibi ha varım haa yoğum Yine sana çıkıyor bütün yollar Yine bütün iki kere ikiler dört ediyor Dönüp dolaşıp ayni yere geliyorum
Sayfa 43
·
264 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.