Naciye; oğlu İrfan' ın tuhaf hareketlerinden dolayı, maneviyatının gittiği korkusuyla ahretliği Remziye' ye durumu anlatır. (Ahretliği Remziye; eşini kaybetmiş, kendisini arayıp sormayan çocuklarının üzüntüsü ile Alzheimer hastalığına yakalanmış, tek başına yaşayan çilekeş bir anne.) Çareyi hocanıma başvurmakta bulan Naciye, randevu aldığı hocanımda sıra beklerken rahatsızlanıp, hiçbir şey söyleyemeden ayrılır oradan. Akıllarına İrfan' ı evlendirmek gelen ahretlikler, gelin adayı olarak hocanımın sekreteri İsmihan' ı seçerler ve bazen hüzünlü, bazen komik, biraz +18' li olaylar bizleri bekler.
"İhtiyarlık." dedi; "zamanın bedeni tüketmesi.'
En çok bu huyunu severdi ahretliğinin; bütün iyimserliğiyle dereyi görmeden paçaları sıvar, bir şeyin olabileceğine dair zayıf bir ümit belirse bile mutlu sona ulaşılmış gibi seviniverir, çevresindeki herkesi de havaya sokardı.
"İnanır mısın Canfeda," dedi. "Yakınımızdaki illere bile baktım ama kediyi bulamadım."
Bir sabah bambaşka biri olarak uyanan İrfan... Onu çöküntüsünden kurtarmak için götürdüğü ve çok saygı duyduğu hocadan istediklerini alamayınca ilk bulduğu kızla evlendirmeye çalışan annesi Naciye... Bu macerada kendisine yardım edebilecek tek yol arkadaşı, ahretliği, kırk yıllık komşusu, unutkanlık hastalığından mustarip Remziye... Gelin adayı, gördüğü erotik rüyaları gerçekten yaşadığı duygusuna sık sık kapılan İsmihan...