Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ziya Gökalp’ten sonra Yusuf Akçora da “Üç Tarz-ı Siyaset” isimli kitabında “Milleti Osmaniye ihdası teşebbüsünün vahiliğini” iddia ederek (sahife 4-6 ve 16-23) Tanzimatı tenkit ediyordu. Yusuf Akçora’dan sonra Yunus Nadi, Türk Yurdu ve İçtihad mecmualarına iktibas ve birincisi tarafından tecviz, ikincisi tarafından da tenkit edilen meşhur makalesiyle, Tasvir-i Efkârda (27 şubat 1329-1913) Tanzimatın iflâsını ilân ediyordu: “Tanzimatçılık usulü teceddüdü, esasatı metineye hiç de ehemmiyet vermeyen bir tehalükle garba teveccüh etmiş, her şeyi garptan almak tarikini ihtiyar ile şarkı hemen kâmilen denilecek bir halde ihmal eylemiştir.” “Tanzimatçılar mektep açtılar, lâkin medreseler hali sabıklarını muhafaza ederek kaldılar. Ortada Darülulûm olmak üzere hem mektep, hem de medrese bulundu. Bunların vechei tedris ve talimleri bittabi muhtelif gayeler takip etti. Çıkan netice mektebin de, medresenin de tam bir fayda temin edememesi suretinde tecelli eyledi. Tanzimatçılar ortaya adliye teşkilâtı çıkardılar, fakat mehakimi şeriye de muhafazai mevcudiyet eyleyerek tevziî adalet ve ihkakı hukuk bir mecrayi salime malikiyetten uzak kaldı.” “Milliyet meselesi ise Tanzimatçıların hiç hatır ve hayalinden geçmemişti. Binaenaleyh Tanzimattan itibaren terakki ve tekâmül namına atıldığı iddia olunan hatveler hep evham ve hayalâta istinat eylemişti. Bunun neticesi, kendi mahsusatı kavmiye ve milliyesine sahip bir millet halinde taazzuv edememekliğimiz suretinde tahakkuk etti. Tanzimatçılık gerçi iflâs etti, fakat bize de, işte görülüyor ki, pek pahalıya mal oldu.” Bu yazıdan birkaç gün sonra (2 Mart 1329-1913) Fuat Köprülü, gene Tasvir-i Efkarda
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.