Haklılık payı var ama yüzde yüz doğru değil elbet, mesela şu anki başladığım kitaptan önce Sade'nin "Yatak Odasında Felsefe" kitabını okudum.Anlatılanlarla hiç alakam yoktu ve zaten o kitapta geçenler birinin ruh halini yansıtıyorsa acilen o kişi toplumdan uzak tutulmalı ve insanla ilişkisi kesilmeli diye düşünüyorum :) Fakat okuma zevkimiz doğrultusunda paralel gittiğimiz bir gerçek, ama bu bence daha çok okuma kültürü oturmuş insanlarda saptanabilir.Bu işin başında olanlar için rastgele bir durum söz konusu olabilir ve bu da o insanla alakalı bir kriter belirlemek için doğru değildir.
Bir ara bende öyle düşünüyordum ve kitapların insanın kalbini yumuşattığına duygudaşlık kurmasına etkisi olduğunu inanıyordum ama daha sonra etrafımda "kitap okuyan insanları" gördükçe ve onların tavırlarına, konuşmalarına şahit oldukça anladım ki eğer bir şey insanın içinde yoksa onu sonradan yaşamadığı müddetçe kazanması pek de mümkün değil hoş bazen damdan düşen bile anlamıyor ya damdan düşenin halinden
Ne için okuduğunu umursamayacaksak çok yanlış okuyabiliriz insanı. Belki de çevresi okuyor diye okuyor, yahut eleştirebilmek için ilgisi olmadığı bir şeyi okuyor. Bunu sevdiği ve üzerine dakikalarca konuşabildiği kitaplar olarak değiştirirsek belki daha iyi bir sonuç alırız. Okuduğu kitapları kendine maske yapanları elemiş oluruz en azından. Bu büyük bir şey bence.