Gönderi

56 syf.
·
Puan vermedi
Hayatı sonsuz sanıyoruz ya aslında bir günlüğüne kanadını çırpan kelebekleriz. Oysa kelebek hazırdır ölüme ama bizler yok olup gitmeyi kabullenemediğimiz gibi yaşamayı da beceremeyiz. Yani kelebek misali yaşadığımızı söylerken bile dudaklarımızdan dökülen kelimelerin hakkını aldığımız nefes ile veremeyiz. Çünkü kıymetini bilemeyiz. Yetmeyen nefesimiz ile benliğimizi aramaya devam ederiz. Daima soluksuz uçmayı bekleriz. Ama bir volkanın ağzına düşünce var olan ruhumuzu bile görmezden geliriz. Göremediklerimizle beraber içimizde de bir şeyler ölmeye başlar. Bir kelebeğe kanatlarının ağır gelmesi gibi bize de yaşadığımız hayat ağır gelir. Biliriz ki günlerden bir gün bizim adımız da tıpkı o kelebeklerin kanatları gibi solup gidecektir. Tabi ki eskisi gibi olmayı, yeniden doğup ruhumuza dokunmayı isteriz ama yine biliriz ki kelebekler bir kere öldüğünde yeniden tırtıla dönüşmezler. Şimdi söyleyin bana doğum ve ölüm arasında devam eden yegâne yolculuğumuzda hâlâ kelebek olma hayali ile yanıp tutuşuyor musunuz? Hz. Mevlana 'nın bir sözü vardır. Belki bilirsiniz. "İsteğin, tırtıl olmadan kelebek olmak mıdır? Kuyuya düşmeden Sultan olmak mıdır? Ey gönül! Nedendir bu istek ve şikayetler? Gül de diken de O'ndan değil midir? " Oysa anlayana ne derin manası vardır. Kısacık ömrümüze çok şey sığdırmak varken neden renkleri soldurmayı tercih ederiz? İşte sevgili dostlarım "Tüm Kelebekler Öldüğünde" kitabı okuyucusuna kelebeğin dönüşümünün yanı sıra ruhsal bir dönüşümün varlığını hatırlatıp, önemini hissettiriyor. Başka bir boyutta yeniden doğarken tünelin sonundaki ışığı nasıl bulacağımızı yani nasıl uçacağımızı öğretiyor. Kısacık gibi gözüken kitabımız manevi öğreti ile derin bir içgörüye sahip olduğundan sizlerde mutlaka okumalısınız. Tavsiye ediyorum.
Tüm Kelebekler Öldüğünde
Tüm Kelebekler ÖldüğündeBilge Kandur · Cinius Yayınları · 20229 okunma
··
316 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.