"Hikaye gibisin hayat, okuması kolay yaşaması zor" bir aracın arka camında okudum bu sözü. Aslında hikayeler okuması kolay, anlaması zor diye düşünmüştüm.
Büyümenin Türkçe Tarihi kitabı da bu düşüncemi destekler nitelikte yazılmış. Her bir hikayenin bir incelemesi mevcut ve çok iyi yazarlar tarafından yapılmış bu incelemeler. Böylelikle farklı bakış açısı geliştirebiliyor aynı zamanda hikayeyi daha iyi anlayabiliyorsunuz. Örneğin çoğumuzun bildiği
Falaka hikayesi. Bu hikayede anneye hiç dikkat etmemiştim ben ama incelemesini okuduğumda hikayeye çok daha farklı bakabildim. Kısa yazılarda her bir cümlenin amacı var. Çünkü hikayeler o kısacık okunma sürelerinde olayı anlatmalı, duyguyu aktarmalı, varsa kişilerin karakterleri hakkında ipucu vermeli gibi bir çok faktör içeriyor. Böyle olunca kısa olan bir yazıda her bir cümleye büyük iş düşüyor. Okurken bunları anlamakta zorlanabiliyoruz ama birisi bir hikayeyi açıkladığında hikaye bir netliğe kavuşuyor. Işte bu kitap sayesinde bugüne kadar okuduğum hikayelerin aslında anlam ve duygu açısından çok dolu olduğunu anladım ve bu kitap sayesinde 24 tane yazarın kaleminin tonunu gördüm, içlerinde okumadığım yazarlar da vardı bu vesile ile onlarla da tanışmış oldum. Bu kitapta beni en çok etkileyen hikaye Sabahattin Ali'nin "Ayran" hikayesiydi ve kitapta en güzel cümle şuydu "Seni içime manzara yapmışam."
Güzel, doyurucu, nitelikli bir kitaptı. Keyifli okumalar dilerim.