Çağdaş Türk edebiyatının öncülerinden olan Ömer Seyfettin, yaşıtları gibi çalışmalarını roman üzerine değil, kendisine daha yakın bulduğu küçük hikâye türü üzerine yoğunlaştırmış, bir yandan çağdaş Türk hikâyeciliğinin ana temellerini atarken, bir yandan da özü ve anlatımıyla son derece kişisel bir hikâye evreni kurmayı başarmıştır. Ömer Seyfettin 'Bütün Eserleri' dizisinin sekizinci kitabında, yazarın çocukluk ve anılarından yararlanarak kaleme aldığı çok ünlü ve çok sevilen beş hikâyesi ile, yakın zamanlara kadar kaybolduğu sanılan ve birkaç yıl önce tekrar bulunan 'Balkan Savaşı Günlüğü' bir araya getirilmiştir.
Kitabın Konusu:
160 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

64 syf.
8/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Neslimizin çok erken tanıştığı bir yazar: Ömer Seyfettin.
Çocukluğuma damgasını vurmuş bir yazardır Ömer Seyfettin. Hikâyelerin çocuklara, romanların yetişkinlere yazıldığını zanneden bir eğitim mantığıyla büyümüş nesil, demek istediğimi anlayacaktır. Çünkü başlı başına ve özgün bir yazım tarzı olan ‘öykü’, ‘romanın çocuklara hitâp eden şekli’ olarak neslimize senelerce okutulmuş; ve küçük yaşta, Ömer Seyfettin’in Kaşağı, Bomba, Beyaz Lale, Diyet, Başını Vermeyen Şehit... vb bir çok vurucu ve şiddet dolu hikâyesiyle tanışmamıza neden olmuş. Ömer Seyfettin hiç şüphesiz hayran olunası incelikli bir dile ve güçlü bir hayal gücüne sahip, Türk edebiyatına oldukça kaliteli eserler vermiş bir yazar. Fakat gerçekten ‘çocuk yazarı’ mı? Tartışılır. Çoğunlukla bir eseri daha önce okumadığım için hayıflanırım. Ama Ömer Seyfettin ile keşke daha geç tanışsaydım diyorum. Hem onun değerini daha iyi bilir, hem ruhumda büyük yaralar açan eserleri için uygun yaşa gelmiş olurdum.
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Kültürperest Yayınları · 20177,2bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Biraz zor okudum. Bence bu kadar ağır yazmamalıydı. Ama bir de şöyle düşündüm, belki kendisi zor zamanlar geçirmiştir, haliyle bunlar da kitaplarına yansımıştır. İnsan hâli, olabilir...
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Parıltı Yayınları · 20147,2bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çocukluğuma damgasını vurmuş bir yazardır Ömer Seyfettin. Hikâyelerin çocuklara, romanların yetişkinlere yazıldığını zanneden bir eğitim mantığıyla büyümüş nesil, demek istediğimi anlayacaktır. Çünkü başlı başına ve özgün bir yazım tarzı olan ‘öykü’, ‘romanın çocuklara hitâp eden şekli’ olarak neslimize senelerce okutulmuş; Ömer Seyfettin hiç şüphesiz hayran olunası incelikli bir dile ve güçlü bir hayal gücüne sahip, Türk edebiyatına oldukça kaliteli eserler vermiş bir yazar. Okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Parıltı Yayınları · 20147,2bin okunma
160 syf.
6/10 puan verdi
İlkokulda okuduğum bir eserdi. Yazarın diğer eserlerinden farkı, bence biraz daha ağır bir yazı dili ve kurgu kullanması oldu. Diğer eserlere göre biraz ağır ve anlaşılması zordu anlayacağınız... Biraz acı bir hikayesi var, bu yüzden çocuklara önereceğim ilk Ömer Seyfettin eseri olmaz. Dönemin eğitim sistemine mizahi bir dille eleştiriler de yöneltiliyor.
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Parıltı Yayınları · 20147,2bin okunma
81 syf.
4/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Çocukluğumun kitaplarından aklımdan hiç çıkmayan bir hikaye. Ömer Seyfettin'in hikayeleri hep ilgimi çekmiştir çocukken. İlkokulda okumuştum şimdi kütüphanemde görmüşken okuyayım dedim. Gayet güzel bir anlatım ve sade bir hikaye.
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Karbon Kitaplar · 20187,2bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Biraz önce karşıma çıkan ve beni çocukluğuma götüren bu kitabı da kütüphanemin bir köşesine bırakıyorum. Bende ayrı ve acı bir anısı var. Okumaktan pişman değilim fakat çocuklara önereceğim ilk kitap bu olmaz diye düşünüyorum.
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Araf Yayıncılık · 20157,2bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Kitap bir grup yaramaz öğrenci ile kuran kursu hocası arasında geçen olayları anlatmaktadır.İçerisinde şiddet unsurları bulunmaktadır.Ömer Seyfettin'in sade ve akıcı dili bu eserde de çok güzel bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Parıltı Yayınları · 20147,2bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Falaka
Çocukluğumun kitaplarından aklımdan hiç çıkmayan bir hikaye. Ömer Seyfettin'in hikayeleri hep ilgimi çekmiştir çocukken. İlkokulda okumuştum şimdi kütüphanemde görmüşken okumak istedim. Gayet güzel bir anlatım ve sade bir hikaye.Eserde bir grup çocuğun gittikleri kursun hocasına bir şaka yapmaları ve bu şaka üzerine hocanın zor durumda kalması anlatılmaktadır.
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Parıltı Yayınları · 20147,2bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Çocukluğumun vazgeçilmez kitaplarından birisi dili gayet akıcı ve sade. Olaylar güzel ve anlaşılır betimlenmiş. Çocukluk yıllarında okumanın tadı tabiki başka
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Parıltı Yayınları · 20147,2bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Betimleyici bir şekilde ele alınan eserin dili sadedir. Eserde bir grup çocuğun gittikleri kursun hocasına bir şaka yapmaları ve bu şaka üzerine hocanın zor durumda kalması anlatılmaktadır. Fikrimce samimi bir şekilde anlatılan eser, tahkiyeli (hikayeli) şekilde Balkan Savaş’ındaki bir askerin -Ömer Seyfettin’in kendisi- gözünden o dönemin eğitimine mizah yoluyla bir ipucu veren bir eserdir diyebiliriz.
Falaka
FalakaÖmer Seyfettin · Parıltı Yayınları · 20147,2bin okunma

Yazar Hakkında

Ömer Seyfettin
Ömer SeyfettinYazar · 178 kitap
Ömer Seyfettin (d. 11 Mart 1884 Gönen Balıkesir, – ö. 6 Mart 1920 İstanbul), Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Asker, şair ve güçlü bir edebi yeteneği olan bir öğretmendir. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularındandır. Türkçede sadeleşmenin savunucusudur. Kısa ömrüne pek çok sayıda eser sığdırmıştır. 1884 yılında Gönen'de (Balıkesir) doğdu. Yüzbaşı Ömer Şevki Beyle, Fatma Hanımın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan birisidir. Öğrenimine Gönen'de bir mahalle mektebinde başladı. Ömer Şevki Beyin görevinin nakli dolayısıyla Gönen'den ayrılan aile İnebolu ve Ayancık'tan sonra İstanbul'a geldi. Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmanîye, 1893 ders yılı başında da Askerî Baytar Rüştiyesine kaydedildi. Bu okulu 1896'da tamamlayarak Edirne Askerî İdadîsine devam etti. 1900'de İdadî'yi bitirerek İstanbul'a döndü. Burada Mekteb-i Harbiye-i Şahâne'ye başladı. 1903 yılında Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla imtihansız mezun oldu. Ömer Seyfettin, mezuniyetten sonra piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordunun İzmir Redif Tümenine bağlı Kuşadası Redif Taburuna tayin edildi. 1906'da İzmir Jandarma Okuluna öğretmen olarak atandı. Bu, Ömer Seyfettin için önemlidir; zira bu vesileyle İzmir'deki fikrî ve edebî faaliyetleri takip edecek ve bunlar içerisinde yer alan gençlerle tanışacaktır. Nitekim batı kültürünü tanıyan Baha Tevfik'ten Fransızca bilgisini artırmak için teşvik gördü; Necip Türkçüden ise sade Türkçe ve millî bir dille yapılan millî edebiyat konusunda önemli fikirler aldı. Ömer Seyfettin Ocak 1909'da Selanik Üçüncü Orduda görevlendirildi. Selanik'te çıkmakta olan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi Akil Koyuncunun istek ve ısrarı üzerine Genç Kalemlere çevrildikten sonra 11 Nisan 1911'de Ömer Seyfettin'in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayımlandı. Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşının başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Ömer Seyfettin yeniden orduya çağrıldı, Yanya Kuşatmasında esir düştü. Nafliyon'da geçen 1 yıllık esareti sırasında sürekli okumuştu. "Mehdi", "Hürriyet Bayrakları" gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı. Hikâyeleri Türk Yurdunda yayımlandı. Esareti süresince gerek okuyarak, gerekse yaşayarak yazarlık hayatı için önemli olacak tecrübeler kazandı. Ömer Seyfettin 1913'te esareti bitince İstanbul'a döndü. 23 Ocak 1913'te Enver Paşanın organize ettiği Babıali Baskınına katıldı. Daha sonra askerlikten ayrıldı, yazarlık ve öğretmenlikle hayatını kazanmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirildi ve burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı. 1914 yılında Kabataş Sultanisinde öğretmenlik görevine başladı ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü. 1915'te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Beyin kızı Calibe Hanımla evlenmiştir. Bu evlilik Güner isimli bir kız çocuğuna rağmen bozulunca tekrar yalnızlığına döndü. 1917'den ölüm tarihi olan 6 Mart 1920'ye kadar geçen zaman birçok acı ve sıkıntıya rağmen verimli bir hikâyecilik dönemini içine alır. Bu dönemde 10 kitap dolduran 125 hikâye yazdı. Hikâye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayımlandı. Bir yandan öğretmenlik yapmayı sürdürdü. Hastalığı 25 Şubat 1920'de artınca yazar, 4 Martta hastahaneye kaldırıldı. 6 Mart 1920'de hayata gözlerini yumdu. Önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığına defnedilir. Daha sonra mezarı buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle 23 Ağustos 1939'da Zincirlikuyu Mezarlığına nakledildi. En yakın arkadaşı Ali Canip Yöntem, onun hayatını ve mizacını anlatan, en kuvvetli hikâyelerini içeren Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı bir kitap yazdı ve bu kitap 1935 yılında yayımlandı. Kısa bir süre sonra da bütün hikâyeleri bir kitap serisi halinde basılmıştır ve bu hikâyeler günümüzde de okunmaktadır. Detaylı bilgi ve kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Ömer_Seyf...
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.