Koca Ali, uzun boylu, iri pençeli, kalın pazılı, geniş omuzluydu. Tıpkı bir pehlivan gibiydi. Dar bir kapısından başka aydınlık girecek hiçbir yeri olmayan dükkânında, tek başına, gece gündüz kıvılcımlar saçarak çalışırdı. O bir demirci ustasıydı. Yeniçeriler bile sadece onun damgasını taşıyan kamaları, büyük kılıçları tercih ederlerdi. Kimseyle ilişkisi olmayan, nereden geldiği bilinmeyen esrarengiz biriydi. Bir gün şehirde hırsızlık olur. Bununla alakalı ipuçları, Koca Ali’nin dükkânından çıkar. Koca Ali, kendini savunamaz ve suçlu kabul edilir. Ve diyeti gereği kolunun kesilmesine karar verilir.
80 sayfa · İlk Yayın Tarihi: Ocak 1918
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“ 𝐷𝐼̇𝑌𝐸𝑇 “ Kitabın konusu şöyle; Hırsızlıkla itham edilip haksız , yere suçlu bulunan demirci ustasının kolunu , kesmeye karar verirler ve biri çıkıp kolunun diyetini öder. İşte asıl ızdırap bundan , sonra başlar demircimiz için. artık diyet borcu vardır. her fırsatta kolunun diyetini ödediğini yüzüne vurana dayanamaz, daha fazla ve kolunu kesip atar onun önüne... birbirlerine minnet borcu olanlar dost olamazlar. onuruyla oynanan insanın neler yapabileceğini anlatıyor. Aslında; insan olmanın, onurunun “ tavana” vurduğu kitap. Ben beğendim, severek okudum, Tavsiye ederim...
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Beyan Yayınları · 20064,394 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Koca Ali'nin yerinde sen olsaydın ne yapardın??! Gösteriş yapmaktan uzak, mütevazi bir hayat yaşayan, sessiz, sakın bir demir ustasının hayat hikayesini anlatanan samimi ve bi o kadar da üzücü bir eser..
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Timaş Çocuk · 20034,394 okunma
80 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Çocuk kitabı diye belirtilmiş ama bence kesinlikle çocuklara göre bir kitap değil. Bunun dışında ibretlik ve ders çıkarılacak 5 farklı öykü var kitabın içerisinde.
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Karbon Yayınları · 20184,394 okunma
80 syf.
1/10 puan verdi
Yine hayatımın kâbusu olan bir hikâye.. Türk hikayeciliginden, Türk eğitim öğretim sisteminden nefret ettiğim bir eser daha. Ömer Seyfettin harika bir hikayecidir bunu asla yargılamam! Ama Türkçe öğretmenleri doksanlı yılların sonu ve ikibinlerin başında üzerinde kesik el olan mide bulandırıcı bir görselle süslenmiş bu hikâyeyi zorla okutup not verirdi. Okula erken başlamış biriyimdir. Beş buçuk yaşında okula başladım ve 4. Sınıfa giderken bu kitap ödev bahanesiyle zorla tüm sınıfa aldirildi. Kırtasiyeye gidip kitabın kapağını görünce kustugumu hatırlıyorum. O kadar korkmuştum ki .. birde hoca ne anladınız diyor hikayeden "kimseye minnet etme al elini kes daha iyi " bunu mu diyeceğiz hikâye ne verebilir ya dokuz on yaşında çocuklara korku ve şiddetten başka resmen psikolojimi bozdu bu eser. Hiç bir çocuğun okumasını tavsiye etmiyorum.
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Timaş Çocuk · 20034,394 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Kitabın konusu şöyle; Hırsızlıkla itham edilip haksız , yere suçlu bulunan demirci ustasının kolunu , kesmeye karar verirler ve biri çıkıp kolunun diyetini öder. İşte asıl ıstırap bundan , sonra başlar demircimiz için. artık diyet borcu vardır. Her seferinde demirci kolunu diyetini ben verdim, yoksa şimdiye çolak kalacaktın diye durmadan dile getirince bir gün ''Ne yapacağım, Ne yapacağım?'' derken kaçmayı da namusunu yediremeyeceği için çünkü demirci ustası kolunun parasına karşılık ölene kadar onu yanında tutmayı kabul etmişti. Bir gün satıra koluna vurar ve al bakalım diyetini verdiğin şeyi, hızlıca fırlatır. O günde sonra kimse görmez...
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Beyan Yayınları · 20064,394 okunma
160 syf.
2/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Namus isimli hikâye çok çok kötüydü. Bir şey anlatmaya çalışırken belli bir kesimi hedef almak hoş değil. Çingeneler eğlenceye meraklı insanlar, genelde de yoksul kesimdir, illegal işleri de fazla olabilir amenna. . ama namustaki demagojiye dem vurayım derken bunu bu toplum üzerinde kurgulamak... Kötü hissettirdi, hiç hoş değildi. Diğer hikâyeler biraz güzeldi.
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Sarı Papatya Yayınları · 20064,394 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kimsenin mihneti altında yaşamayı sevmeyen Koca Ali memleketini terk edip başka bir diyardan bir demirci ustasının yanında yetişerek mahir bir kılıç ustası olur ve nam salar. Efendi ve dürüstlüğü ile tanınır. Bir gün işlemediği bir suç üzerine kalır ve tüm deliller de onu gösterir. Üzerine kalan suç ise bir hırsızlık suçudur. Cezası ise sol kolunun kesilmesidir. Kendisini sevip sayan eşraf parası olan birine kefaletini ödeyip onu kurtarmasını rica ederler. Adam bunu kabul eder yalnız ölene kadar kendisine hizmet etmesi şartıyla. Hizmet etmek bir şey değil ancak adamın sürekli yaptığı şeyi Koca Ali'nin başına kakması zoruna gider. Kaldı ki zaten memleketini bu yüzden terk etmiştir. Bu sözleri dayanamayan Koc Aali sonunda alır satırı ve sol kolunu keser, kendi adaletini sağlar, boyunduruktan kurtulur ve o diyarı yine terk eder.
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfettin
in kalemimden gerçekten güzel bir hikaye.
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Karbon Yayınları · 20184,394 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Özgür olmak istiyorsan hiç kimseye minnet etmeyeceksin diyor üstad hikayesinde.................................................................................................................
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Timaş Çocuk · 20034,394 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Koca Ali, uzun boylu, iri pençeli, kalın pazılı, geniş omuzluydu. Tıpkı bir pehlivan gibiydi. Dar bir kapısından başka aydınlık girecek hiçbir yeri olmayan dükkânında, tek başına, gece gündüz kıvılcımlar saçarak çalışırdı. O bir demirci ustasıydı. Yeniçeriler bile sadece onun damgasını taşıyan kamaları, büyük kılıçları tercih ederlerdi. Kimseyle ilişkisi olmayan, nereden geldiği bilinmeyen esrarengiz biriydi. Bir gün şehirde hırsızlık olur. Bununla alakalı ipuçları, Koca Ali’nin dükkânından çıkar. Koca Ali, kendini savunamaz ve suçlu kabul edilir. Ve diyeti gereği kolunun kesilmesine karar verilir. (Tanıtım Bülteninden)
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Timaş Çocuk · 20034,394 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Farklı memleketlerden gelmiş ve ömrü boyunca kimseye eyvallah etmeden yaşamış demirci Ali usta, üzerine yıkılan bir suç sonrası şeriat hükmü dolayısıyla kolundan olacaktır. Onu, ölene kadar kendisi için çalışmak şartıyla, bir kasap diyetini vererek kurtarır. Diyet, bir kimseye kulluk etmek zorunda kalmanın yakıcı azabını gözler önüne seren ders verici mükemmel bir Ömer Seyfettin hikayesi.
Diyet
DiyetÖmer Seyfettin · Timaş Çocuk · 20034,394 okunma

Yazar Hakkında

Ömer Seyfettin
Ömer SeyfettinYazar · 178 kitap
Ömer Seyfettin (d. 11 Mart 1884 Gönen Balıkesir, – ö. 6 Mart 1920 İstanbul), Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Asker, şair ve güçlü bir edebi yeteneği olan bir öğretmendir. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularındandır. Türkçede sadeleşmenin savunucusudur. Kısa ömrüne pek çok sayıda eser sığdırmıştır. 1884 yılında Gönen'de (Balıkesir) doğdu. Yüzbaşı Ömer Şevki Beyle, Fatma Hanımın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan birisidir. Öğrenimine Gönen'de bir mahalle mektebinde başladı. Ömer Şevki Beyin görevinin nakli dolayısıyla Gönen'den ayrılan aile İnebolu ve Ayancık'tan sonra İstanbul'a geldi. Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmanîye, 1893 ders yılı başında da Askerî Baytar Rüştiyesine kaydedildi. Bu okulu 1896'da tamamlayarak Edirne Askerî İdadîsine devam etti. 1900'de İdadî'yi bitirerek İstanbul'a döndü. Burada Mekteb-i Harbiye-i Şahâne'ye başladı. 1903 yılında Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla imtihansız mezun oldu. Ömer Seyfettin, mezuniyetten sonra piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordunun İzmir Redif Tümenine bağlı Kuşadası Redif Taburuna tayin edildi. 1906'da İzmir Jandarma Okuluna öğretmen olarak atandı. Bu, Ömer Seyfettin için önemlidir; zira bu vesileyle İzmir'deki fikrî ve edebî faaliyetleri takip edecek ve bunlar içerisinde yer alan gençlerle tanışacaktır. Nitekim batı kültürünü tanıyan Baha Tevfik'ten Fransızca bilgisini artırmak için teşvik gördü; Necip Türkçüden ise sade Türkçe ve millî bir dille yapılan millî edebiyat konusunda önemli fikirler aldı. Ömer Seyfettin Ocak 1909'da Selanik Üçüncü Orduda görevlendirildi. Selanik'te çıkmakta olan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi Akil Koyuncunun istek ve ısrarı üzerine Genç Kalemlere çevrildikten sonra 11 Nisan 1911'de Ömer Seyfettin'in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayımlandı. Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşının başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Ömer Seyfettin yeniden orduya çağrıldı, Yanya Kuşatmasında esir düştü. Nafliyon'da geçen 1 yıllık esareti sırasında sürekli okumuştu. "Mehdi", "Hürriyet Bayrakları" gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı. Hikâyeleri Türk Yurdunda yayımlandı. Esareti süresince gerek okuyarak, gerekse yaşayarak yazarlık hayatı için önemli olacak tecrübeler kazandı. Ömer Seyfettin 1913'te esareti bitince İstanbul'a döndü. 23 Ocak 1913'te Enver Paşanın organize ettiği Babıali Baskınına katıldı. Daha sonra askerlikten ayrıldı, yazarlık ve öğretmenlikle hayatını kazanmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirildi ve burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı. 1914 yılında Kabataş Sultanisinde öğretmenlik görevine başladı ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü. 1915'te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Beyin kızı Calibe Hanımla evlenmiştir. Bu evlilik Güner isimli bir kız çocuğuna rağmen bozulunca tekrar yalnızlığına döndü. 1917'den ölüm tarihi olan 6 Mart 1920'ye kadar geçen zaman birçok acı ve sıkıntıya rağmen verimli bir hikâyecilik dönemini içine alır. Bu dönemde 10 kitap dolduran 125 hikâye yazdı. Hikâye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayımlandı. Bir yandan öğretmenlik yapmayı sürdürdü. Hastalığı 25 Şubat 1920'de artınca yazar, 4 Martta hastahaneye kaldırıldı. 6 Mart 1920'de hayata gözlerini yumdu. Önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığına defnedilir. Daha sonra mezarı buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle 23 Ağustos 1939'da Zincirlikuyu Mezarlığına nakledildi. En yakın arkadaşı Ali Canip Yöntem, onun hayatını ve mizacını anlatan, en kuvvetli hikâyelerini içeren Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı bir kitap yazdı ve bu kitap 1935 yılında yayımlandı. Kısa bir süre sonra da bütün hikâyeleri bir kitap serisi halinde basılmıştır ve bu hikâyeler günümüzde de okunmaktadır. Detaylı bilgi ve kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Ömer_Seyf...
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.