Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

340 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
“Asık suratlı, kasları hala yorgun insanlar, ürkütülmüş hamam böcekleri gibi dışarı fırlardı külrengi evlerden… Asık suratlı, kara bacalar, mahallenin üstüne kaldırılmış kalın sopalar gibi gökyüzüne doğru yükselirdi… Akşam olup da batan güneşin kızıl ışınları pencere camlarını tutuşturunca, fabrikanın taş karnı kusmuk gibi dışarı atardı öğüttüğü insanları… ” Maksim Gorki, eserine işte bu fabrika ve işçi betimlemeleri ile hoş geldin diyor okuyucusuna. İlk andan anlaşılıyor kitabın nasıl ilerleyeceği… Anlıyorsun anlamasına ama her şey anlamak ile bitmiyor ve bazı şeyleri mantıkla, bilgiyle çözemiyor insan ve bu sebeple insan bazen yüreği ile bakabilmeli… Ve tarafını seçmeli; eli sopalı güçlüden yana mı olmalı yoksa haklı ancak güçsüzden yana mı? Kitabı okurken bir anlamda yazar sizi taraf seçmeye mecbur kılıyor. Bir yanda zenginin düzeni devam etsin diye elini kana bulamaktan çekinmeyen insanlar, diğer yanda sevgi ve inançla hak arayan bir tutam insan topluluğu. Evet azlar ama cesurlar ölmekten korkmuyorlar. Konu buralara gelmişken işte o efsane söz zihinler de vuku buluyor. “Elbet bir bildiği var bu çocukların. Yoksa, kolay değil öyle genç yaşta ölmek!” Dedim ya anlamak mühim mesele ancak asıl mesele inanmakta. Bunun tam tersi de oldukça tehlikeli çünkü bilgisiz körü körüne inanmak; bir başkasının vicdanına sığınan topluluklar doğurur. İnsanlar kötü olmaktan çok aptaldırlar bu nedenle düşünmeden, sorgulamadan eylemlerde bulunan insan toplulukları, her zaman insanlık için en büyük tehdidi oluşturur. Okumak, bilgi edinmek sonrası haklı olduğuna inandığın davanda sonuna kadar savaşmak ve insan olduğunu hatırlamak gerek. Hayat on sekiz yaşına kadar güzelmiş sonrası tamamen tutunma çabasıymış. Kim demişse ne kadar da doğru demiş. Yaşım yirmi altı ve ben tam sekiz senedir korkarak hayata tutunmaya çalışıyorum. Dört sene üniversite okudum, bu süreçte; aman Anıl sağa sola bulaşma okulunu bitir işine bak, normal bir insan olmak zor değil dedim kendi kendime. Ne olduysa sustum fikrimi dahi paylaşmadım bu süreçte ve tüm haksızlığa hukuksuzluğa sessiz kaldım bir de o zamanlar suç ve cezayı okuyordum nasıl olduysa buna rağmen sessiz kalabildim. Neden peki? Yarın bir gün bana bulaşmasınlar diye hep kendimi, ailemi düşündüm. Üniversite de bu bencilce düşüncem beni geçici müddette haklı çıkardı diyebilirim yani kazasız belasız okulumu bitirdim. Sonrasında ne mi oldu? Bu sessizlik, esasen diğerlerinin çığlığı da diyebiliriz, bumerang gibi döndü dolaştı ve en nihayetinde beni buldu… Bir bilgisayar öğretmeni olarak mezun olmuştum ve diğer arkadaşlarım gibi bir sene bilemedin iki sene kpss’ye çalışacak sonrasında öğretmen olup hayatımı sessiz sedasız sürdürüp gidecektim. Yaşamam gerek ya işte, gittim sağda solda iyi olan birkaç firmaya iş başvurusunda bulundum. Türkiye genelinde iyi sayılabilecek bir kamu kurumunda iyi bir maaşla işe başladım. Tabi bu süre zarfında ülkemde çığlıklar giderek artmaya devam ediyordu, bense susmaya… Susuyorum ama hiç mutlu değilim, işimin bürokratik yanı bir kenara çalışanlarının çoğu mühim adam. Gogol’un Palto’sundaki gibi… Orada nelere şahit olmadım ki; ülkemde binlerce genç hayaller kurarak bu firmaya girebilmek için ne zorluklar çekerken, işe alınan yanlı insanları gördükçe mutsuzluğum katlanıyordu ama ben susmak zorundayım. Şahit olduğum bir olayı daha şu an yazıyorum ve siliyorum. Yani ben hala korkuyor ve her şeye rağmen susabiliyorum helal olsun bana… Susarak yıllar geçti… Ve bir gün kaçınılmaz olan gerçekleşti ve sıra bana geldi. Benle alakalı inceleme yapılmış ve sonuç olarak ele avuca gelir bir done bulamayınca da; senin işe girdiğin zamanda şu anda düşman olduğumuz yapı olduğu için “Hakkınızda duyulan şüphe gereği iş akdiniz fesh edilmiştir.” Gerekçeli bir kağıt ile işime son verildi… Yani yönetimi onlara veren değil, yönetimde işe giren ben suçlu oldum. Neyse sessizliğimin karşılığı olarak keyfe göre işten atılma ile ödüllendirildim. Ben bu olayın sadece işten çıkartılmakla kalacağını düşünürken asıl gerçeği, hemen herkesin ben susarken karşı karşıya kaldığı bu dış dünyada suratıma inen bir tokat edasında kavradım. Bu gerçek ne mi? Bir referans olmadan birikimin ne olursa olsun herhangi iyi bir firmadan kapı içeri dahi alınmayacağın gerçeği, özel sektörün taşeronlaşmasıyla vatandaşın kanını nasıl emmeye çalıştığı gerçeği… Neyse ben sustum hak ettim vesselam… Yarın formaliteden kpss ye gireceğim. Umutlarım, hayallerim bir kitapçığa ve mülakata bağlı. Kitapçık hallolur da mülakat nasıl olur bilmem… Kitabı öneririm, keyifli okumalar.
Ana
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,5bin okunma
··
2.498 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Celal Uslu okurunun profil resmi
Öz eleştiri yapabilmek ne büyük lütuf! Toplumuzun bireyleri yasaklı meyve olarak görüp: 'eksiklik kendi özümde' demediği sürece, bu haksızlık tufanı çığ gibi büyüyecek. Nuh gibi gemi yaparak kurtulamayız. Çünkü aynı geminin içerisindeyiz! Pavel ve direnen tüm arkadaşlarına selam olsun. Dilerim senin ve haksız yere işinden, emeğinden ve düzeninden zorla, türlü türlü bürokratik engellerle ya da 'bahanelerle' atılan/sürülen/açığa alınan bireylerin hıncı, size bunları yaşatanları siyasetin çöplüğüne gömmeye yeter.
Anıl okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Celal Hocam güzel yorumun ve dileklerin için.
Nympheutria okurunun profil resmi
Anıl Hocam bir süredir içerisinde bulunduğum 'okuyamama' buhranından dolayı incelemelerine göz atamamıştım. Özellikle de bu incelemeni, herhalde o beğeniyi attığımda işim mi vardı yoksa okuyacağım diyip okuyamadım mı anlayamadım, o yüzden affına sığınarak bende birkaç şey söylemek isterim bu güzel inceleme hakkında :) Anıl Hocam seni çoktandır takip ediyorum incelemelerini hep kendime örnek olarak gördüm ve görmeye de devam ediyorum, özellikle bu gibi bir inceleme şekli oldukça güzel ve dikkat çekici. Kendi hayatından alçak gönüllü örnekler vererek, bunu kitapla bağdaştırarak bizlere güzel yazımlar sunuyorsun. Özellikle bu öz eleştiri dahi bu yazıyı kalite açısından çok üst bir düzeye taşıyor. Hayat dediğimiz olguyu da değiştiriyorlar artık hocam yorumlarda da bahsedildiği üzere. Bizler gerçekten biz olduğumuz için fark edilmeyeceğiz artık, bizdeki benlik duygusunu genelleştirmeye uğraşan bir zihniyet var. Herkesleşmek çok kolay oldu, çünkü birileri de buna destek veriyor. "Sen herkesleş" diyor "Ben sana neler vaat edeceğim" diyor. Bu açıdan Pavel ve arkadaşlarının da karşı çıktığı durum bu değil miydi? Herkesleştirenleri herkese anlatmak, onların alçaklıklarını açığa çıkararak, o herkesleşmişleri kurtarmak diğerlerinin de gözünü kulağını açmak. Ben halen daha inanıyorum hocam, güzel günler göreceğiz, güneşli günler,, Nazım'ın dediği gibi. İnanalım hocam, durum vahim ama inancımızı yitirirsek olacak şeyler şimdikinden daha beter olacak, orası kesin.
1 önceki yanıtı göster
Anıl okurunun profil resmi
Aykut Hocam eksikliğin her zaman hissediliyor umut ediyorum ki en kısa zamanda o eski okuma tempona döner ve incelemelerin ile bize düşünce farklılığı ve bakış açısı kazandırmaya devam edersin. bu güzel yorumunu gerçekten hak ediyor muyum bilmiyorum Aykut Hocam güzel bakıyor güzel görüyorsun eyvallah..
3 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Mathmazel okurunun profil resmi
"İnsanlar kötü olmaktan çok aptaldırlar bu nedenle düşünmeden, sorgulamadan eylemlerde bulunan insan toplulukları, her zaman insanlık için en büyük tehdidi oluşturur. Okumak, bilgi edinmek sonrası haklı olduğuna inandığın davanda sonuna kadar savaşmak ve insan olduğunu hatırlamak gerek. " ... "Ben bu olayın sadece işten çıkartılmakla kalacağını düşünürken asıl gerçeği, hemen herkesin ben susarken karşı karşıya kaldığı bu dış dünyada suratıma inen bir tokat edasında kavradım. Bu gerçek ne mi? Bir referans olmadan birikimin ne olursa olsun herhangi iyi bir firmadan kapı içeri dahi alınmayacağın gerçeği, özel sektörün taşeronlaşmasıyla vatandaşın kanını nasıl emmeye çalıştığı gerçeği… Neyse ben sustum hak ettim vesselam… Yarın formaliteden kpss ye gireceğim. Umutlarım, hayallerim bir kitapçığa ve mülakata bağlı. Kitapçık hallolur da mülakat nasıl olur bilmem…" Sozleriniz beni etkiledi :( Aynılarını yaşadım diyebilirim. Kimseye hakettiğini vermiyorlar sessiz kaldim demissiniz bence çığlık olmuş bu incelemedeki düşünceleriniz. O kadar acımasız bir dunyadayız ki güçlüler savaşıyor biz eziliyoruz. Allah var gam yok.emeklerinizin karşılığı maddi olmasa da bir yerlerde karşınıza çıkacak. Umarım iyi günler gorursunuz ve hep birlikte görürüz. Sağlıcakla kalın
Anıl okurunun profil resmi
"Allah var gam yok." İyiymiş. Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Umarım o güzel günleri hep beraber görürüz...
Bu yorum görüntülenemiyor
Hᥱsᥒᥲ Hypatia okurunun profil resmi
Yıllar önce okumuştum ve o ananın mücadelesi var ya hala yüreğimde hissederim...
Aziz Erdoğan okurunun profil resmi
Eline, koluna sağlık abi.. Çok iyi ve sağlam bir incelemeydi.. Hemen ekliyorum listeye.. Bu arada okudun mu bilmem.. Jack London - Uçurum İnsanları önerimdir.. :)
Anıl okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim kardeşim... Önerini not ediyorum yakın bir zamanda olmasa da uzun vadede mutlaka okuyacağım.;)
Asosyal Sosyolog okurunun profil resmi
Çok merak ediyorum Anıl arkadaşım, o kamu kurumuna nasıl girdiniz? Bildiğim kadarıyla merkezi atama ile atanmadıysanız torpilsiz girmek pek mümkün değil. Umarım siz de bileğinizin hakkı ile girmiş ve o kapıda bekleyenlerin hakkını yememişsinizdir. Bundan sonrası için yolunuz açık olsun. Umarım güzel günlere ulaşırsınız.
Anıl okurunun profil resmi
Öncelikle bu dobra yorumunuz için teşekkür ederim. Firma tam kamu değil yani yarı özel yarı devlet destekli bu nedenle alımlar mülakat ile gerçekleşiyor. Hem sınav hem mülakat. Ayrıca etkili olmuş mudur bilmiyorum referans kısmına orada çalışan arkadaşımın ismini de yazmıştım.
7 sonraki yanıtı göster
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.