Gönderi

Dikkat! Bu bir tefeül iletisidir:)
Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri
Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri
kitabından 13-559 arası bir sayı söyleyin, ihtiyacınız olan nasihati alın. Not:Hazreti Pire Fatiha göndermeyi unutmayın!
·
9,7bin görüntüleme
Elfaff okurunun profil resmi
EY OĞUL! Kader oluğunun altında uyu. Bunu; sabra yaslanarak, kadere gönülden riza göstererek, felâha erme ümidi içinde ibadet ederek yap. Eğer böyle olmağa devam edersen, Allah, mukadder olan şeyleri kendi lütuf ve ihsanından sana gönderir. Hem de senin isteyemediğin ve temenni edemediğin güzel ve hayırlı şeyleri. EY AHALI! Kadere riza gösteriniz. Kadere rıza gösteren Abdülkaadir'e kulak veriniz. Kadere rıza göstermiş oluşum beni Allah'a ulaştırdı. EY AHÂLİ! Geliniz, aziz ve celil olan Allah'a boyun eğelim. O'nun takdirine, O'nun fiiline boyun eğelim. Gerek zähiren, gerekse bâtinen, O'na itaat edelim. Kadere nå gösterelim, muvâfakat edelim. Kader özengisine basarak yürüyelim. Zira kader bize Allah'ın gönderdiği elçidir. Gönderenin hakkı için ona ikram edelim, boyun eğelim. Eğer kadere karşı böyle davranırsak, o, beraberliğinde bizi Allah'a götürür. İşte bu nok tada ve bu halde; nusret, hâkimiyet ve dostluk hak olan Allah'ındır. Kadere kayıtsız - şartsız rıza gösterme noktasına geldiğin ve Allah'ın dostluğuna hak kazandığın zaman, O, sana, kendi ilim deryasından içecek, lütuf sofrasından yiyecek,... verir. Kendisiyle ünsiyet peyda etdirir. Seni kendi rahmetine garkeyler. Fakat bu hal, milyonlarca insandan ancak pek az vf nadir kişilere nasip olur. EY OĞUL! Sana takva gerek. Takvaya sarıl. Mürtaki ol. Sana şeriat gerek. Seriatin esaslarına sarıl. Sen; şerîatın esaslarına sarılmalı, nefse, hevai arzulara, şeytana ve kötü Kişilere muhalefet etmeli ve onlara uymamalısın. Mümin kişi,bu hususlarda daima cihad halindedir. Öyleki, başında miğferi hiç eksik olmaz, kılıcı asla kınına girmez, atının sırtı hiç eğersiz kalmaz.Uykuyu bile hak erenlerinin uyuduğu niyetle uyur. Hak erenleri, düşmanlarına galib gelebilmek için zindelik kazanmak maksad ve gayesiyle uyurlar. Ihtiyaç dolayısiyle yemek yerler. Ancak zaruret halinde konuşurlar. Mecbur kalmadıkça, adetleri dilsizlik ve sükûtdur. Onlar ancak Allah'ın takdiri konuşdurur, Allah'ın filli konuşdurur. Bu dünyada, onların dillerini Allah hareket etdirir, konuşdurur. Tıpkı yarın kıyamet gunu uzuvlarını konuşduracağı gibi. Onları, her konuşanı konuşduran aziz ve celil Allah konuşdurur. Onları Allah konuşdurur.
sabiye kurudere okurunun profil resmi
63 olsun😬
Elfaff okurunun profil resmi
EY OĞUL! İzzet ve Celal sahibi Allah ile beraberliğin sahih olunca özün hayrete düşer, kalbin safileşir. Bakışların halis birer ibret olur. Kalbin de hep tefekkür eder Ruhun ve batının ise İzzet ve Celal sahibi Allah'a ulaşır. Dünyevi meseleler ve dünyevi emeller üzerinde düşünmek bir ukubetdir, bir cezadır.,hakikatlerin görülmesine engel olan birer perdedir. Ahiretle alakalı meseleler üzerinde düşünmek ise bir ilimdir, kalb için bir hayattır. Tefekkür eden kişi, dünyanın da, âhiretin de ahválini bildiren ilme sahib kılınır. Hayf sana ki, ha bre rızık peşinde koşarak dünyada kalbini yitiriyorsun. Zira izzet ve Celal sahibi Allah, dünyada senin için mukadder olan rızıkları çokdan ta'yin etmiş, bu işlerden çokdan fariğ olmuşdur. Ayrıca, o rızıkların vakitlerini de tayin ve takdir etmişdir. Senin, onların herbirine ne zaman nail olacağın, O'nun katında bellidir. Her gün, senin için yeni rızık ortaya çıkar. Senin bu rızkı arayıp aramaman neticeyi değişdirmez. Eğer senin için mukadderse mutlaka gelir. Böyle olduğu halde, rızık hususunda ki hırsın seni Izzet ve Celal sahibi Allah indinde de, insanlar nazarında da rezil - rüsvå eder, perişan durumlara düşürür. Sen, imanının noksanlığı nisbetinde rızık talebinde hırslı davranır, ziyadeliği nisbetinde hirslanmaz, kemâli ve tamlığı nisbetinde ise hiç bir endişede bulunmazsın. EY OGUL! Ciddi olanı gayr-i ciddi olanla karışdırma. Senin gönlün halkla birlikde bulunduğu müddetçe hâlikla yani Allah ile nasıl birlikde olabilir ki! Sen, sebeplere da yanarak onları Allah'a ortak ediyorsun. Bu durumda sen bir müşriksin. O halde Müsebbib ile yani Allah'la birlikde nasıl olabilirsin! Zahir ile batın, idrak edilen ile edilmeyen, insanların katındaki ile Allah'ın katındaki,.... nasıl bir arada toplanabilir? Müsebbibi unutup da sebeple meşgul olan kişi ne cahildir! Birinciyi terkedip de ikinci ile beraber duran ne cahildir! Baki olanı unutup da fani olanla sevinen ne cahildir!..... EY OĞUL! Cahillerle arkadaşlık ediyorsun. Bu durumda, onların cehaletinden sana da bulaşabilir. Ahmaklarla arkadaşlık etmek, aldatıcı bir arkadaşlıkdir. Sen; sağlam inançlı, alim ve ilmi ile âmil müminlerle arkadaşlık et. Her hål ve hareketlerinde müminlerin halleri ne de güzeldir! Müminler, cihadlarında ve nefsleri ile hevâî arzularının kırılmasında ne de kuvvetlidirler! İşte bunun içindir ki, Nebi sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyururlar: Müminin sevinci yüzündedir. Hüznü ise kalbindedir. Mümin, iman kuvveti sebebiyle, diğer insanlara karşı daima neş'eli ve güleryüzlü görünmeğe, hüznü de Allah ile kendi arasında gizli tutmağa muktedir olabilir. Müminin hümü daimidir. Çok tefekkür eder. Çok ağlar. Az güler.
Elfaff okurunun profil resmi
Ey kalbler, ey ruhlar, ey insanlar, ey cinler, ey, muradı Allah olanlar! Allah'in kapısına geliniz! Kalb ayaklarınızla Allah'a koşunuz. Takva ve tevhid ayaklarınızla Allah'a koşunuz. Ma'rifet ve yüksek derecedeki takvanızla Allah'a koşunuz. Dünyadaki zühdünüzle Allah'a koşunuz. Ahiretdeki zühdünüzle Allah'a koşunuz. Allah'dan başkasından alakanızı kesmiş olma zühdü ile Allah'a koşunuz... İşte tasavvuf erbabının meşgalesi budur. Hak Erenlerinin meşgalesi budur. Onların bütün düşüncesi halkın ıslahıdır. Onların bu hususdaki himmet ve gayreti, Arş-ı Aladan taaa yeryüzüne kadar bütün yere göğe şâmildir... EY OGUL! Nefsi ve hevayı kendinden defet. Nefsânî hevâî duygulardan sıyrıl. Tasavvuf erbabının ayakları altında bir zemin (yer), avuçları içinde de bir toprak ol. Aziz ve Celil olan Allah; ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarır. Nitekim İbrahim aleyhisselâmı, küfür üzere ölmüş ebeveyninden vücuda getirmişdir. Mümin, hayât sahibidir diridir. Kâfir ise ölüdür. Tevhid erbabı (muvahhid), hayat sahibidir, diridir. Müşrik (put perest, Allah'a eş ortak tanıyan) ise ölüdür. İşte bunun içindir ki, rivayet edilen bir kelamında, Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurur: Benim mahlûkatımdan ilk ölen İblis'dir. " Bu kelamı ile, şânı yüce olan Allah şöyle buyurmuş oluyor: Iblis, Bana isyan etdi. Neticede günahkarlıkla öldü. Bu zaman, âhirzamandır. Nifak çarşısı açılmışdır, yalan çarşısı açılmışdır. Ey ahali; münâfik, yalancı, deccal.... kisilerle oturmayınız! Yazık sana ki, nefsin münafikdir yalancıdır, kafirdir, facirdir, müşrikdir. Böyle olduğu halde sen onunla nasıl oturuyorsun? Ona muhalefet et, asla muvafakat etme. Onu bağla, asla salıverme. Onu hapset, zin dana at. Kendisine, ancak zarûrî olan haklarını ver. Fazla verme. Onu mücâhedelerle kahret, itaat altına al!.... Hevâya gelince, onun da sırtına bin. Onu asla başıboş bırakma. Eğer böyle yaparsan bil ki o sana biner. Mizâç - tabiat ile asla sohbetdaş olma. Zîrâ o, henüz aklı olmayan bir tıfıldır. Düşün bir kerre, henüz aklı gelişmemiş bir sabiden herhangi bir şeyi nasıl öğrenebilir, onun söylediğini nasıl kabul edebilirsin?... Şeytan ise senin de, baban Ådem aleyhisselâmın da düşmanıdır. Öyleyse onunla nasıl oturur, onun söylediklerini nasıl kabul edersin? Seninle onun arasında bir kan da'vası vardır, eski bir düşmanlık vardır. Ondan aslâ emîn olma. Zîrâ hiç şüphe yok ki, O, senin babanın da ananın da kaatilidir.
aiş okurunun profil resmi
372
Elfaff okurunun profil resmi
İzzet ve Celâl sahibi Rabbimiz her şeye şahiddir, her şeyde hazır ve nazirdir, her şeyi gözetleyicidir, her şeye yakındır. Sizin için O'ndan müstagni olmak mümkün değildir. Allah'ı tanıdıkdan sonra inkâr yoluna sapmak ne kadar acı şeydir. Hayf sana ki, İzzet ve Celal sahibi Allah'ı önceleri tanıdığın halde sonradan O'nu inkâra sapıyorsun. Allah'dan asla yüz çevirme. Zira hiç şüphe yok ki, bu takdirde sen, bütün hayırlardan mahrum kalırsın. O'nunla beraber olmağa, O'nun emirleri istikametinde gitmeğe sabret. O'nun yolundan çıkmış olmağa ise asla tahammül gösterme. Bilmiyor musun ki, sabreden kaadir olur. Bu kendi aklını beğenmişlik, kendi aklına güvenmek ve onunla yola çıkmak neye? Bu acele neye! Bak, İzzet ve Celâl sahibi Allah ne buyuruyor. اايها الذين أمنوا اصبروا وصابروا ورابطوا واتقوا الله لعلكم تفلون - Ey iman edenler, sabır - sebât gösterin. Düşmanlarınıza galebe çalabilmek için onlarla sabır metânet yarışına girin. Sınırlarda nöbet bekleyin. Allah'dan hakkıyle korkun. Ta ki, kurtuluşa ermeyi ümid edesiniz. (Âl-i İmran sûresi, âyet: 200). Kur'ân'da, sabra temas eden pek çok âyetler vardır ki, bunlar, sabır sebåtda ne gibi hayırlar, nimetler, güzel mükâfatlar, ilâhî lütuflar ve dünyevi - uhrevi rahatlar bulunduğuna delâlet ederler... Size sabır - sebât gerek. Eğer zorluklar karşısında sabreder ve sebåt gösterirseniz, hiç şüphe yok ki hem hemen şimdi, hem de ileride bunun faydasını ve size hayırlar getirdiği ni göreceksiniz. Siz; kabirleri ziyaret etmeli, oralardan ibret almalı, iyi ve sålih kişilerle düşüp kalkmalı ve hayırlar işlemelisiniz. İşte bu takdirde işleriniz muhakkak ve hemen düzelir. Kendisine nasihat edildiği halde öğüt almayan ve hakkı işitdiği halde amel etmeyen kişilerden olmayınız...
2 sonraki yanıtı göster
70 öğeden 71 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.