Basın özgürlüğü diye kutsal bir kılıfa sokulup, birey harcama aygıtına dönüşen medyaya getirilen sıkı bir sorgulama.
Hiç unutmam, bizde bir medya grubu bir genci olmayan, uyduruk şeylerle suçlayıp konuyu günlerce işlemişti. Onurunu çiğnemişti. Adamcağızın suçsuz olduğu anlaşıldı ama bu durumu basında yer bulamadı. Toplumdan soyutlanmıştı bir kez. Duyuramadı suçsuz olduğunu, iftiraya uğradığını ve genç kendi canına kıydı.
O zaman oturdum, gazetenin başı E.Ezkök'e bir mektup yazdım. Eğer dedim, artık hayatta olmayan ve müsebbibi olduğun gençten özür dileyen bir yazı yazmazsan, kötürüm kalasın. Ne o ne de diğeri. :)))
iyi okumalar.