Gönderi

Yarab! Bu derde derman yok mu? Bu zindegiye payan yok mu? Ne hevl-engiz şu an-ı daim, Ne dehşet-efza, zaman-ı daim. Her şey geliyor sonra gidiyor, Peşin başlıyor, sonra bitiyor. Başladım... Lakin, mahrum-ı memat, Kaldım cihanda misal-i sebat. Ah kaşki ben de öleydim, O tatlı hali ben de göreydim! Ne tatlı idi evvel bu alem, Zevk ü ümmidle geçerdi her dem. Şems-i tali'in ruhlu ziyası, Verirdi bana cennet safası, Gayet severdim, hilal u bedri, Şihab u encümü, sabah u fecri, Her yerde bir ru-nüma olan güzellik, Verirdi ruhuma latif mestlik. Yarab! Bu derde derman yok mu? Bu dinçliğin bir nihayeti yok mu? Ne korkunç bir şey şu bitmez an, ne müthiş bir şey şu daim zaman. Her şey geliyor, sonra gidiyor, önce başlıyor, sonra bitiyor. Başladım... Ancak cihanda kaldım, Sebat timsali, ölümden mahrum. Ah keşke ben de ölseydim, o tatlı hali ben de görseydim! Ne tatlıydı önceden bu alem, Zevk ve ümitle geçerdi her dem. Doğan güneşin ruhlu ziyası, Verirdi bana cennet safası. Çok severdim dolunayı hilali, Meteor, yıldızlar, sabah ve fecri. Her yerde yüzünü gösteren güzellik, Verirdi ruhuma hoş bir sarhoşluk.
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.