Toplumu, toplu çalışma ve onun doğurduğu kurallar yönetecektir. Bu kurallar dinin buyrukları olmadığı, çalışmanın temellendirdiği kurallar olduğu için, belli bir dönemdeki yönetimin ve o yönetime uyan ahlaksal, siyasal kuralların ve kurumların karşısına çıkılabilir, onlar ortadan kaldırılabilir, yerlerine yenileri geçirilebilir. Toplum, Tanrısal değil de, bilimsel temellere, dayatıldığı için, kimse çıkıp da "Kurulu düzen değiştirilemez, bu bir Tanrı buyruğudur," diyemez. Dinin siyasete karıştırılmasının en büyük sorusu buradadır işte: İnsanlar kendilerini en iyi yönetecek yönetim biçimini seçerken "Tanrıya karşı gelmekle" suçlandırılacaklar mıdır, suçlandırılmayacaklar mıdır? Mustafa Kemal, Türk ulusunun bağımsız yaşayacağı inancı ile Anadolu'ya geçtiği zaman, yalnız padişaha değil, Tanrı'ya da karşı gelmiş sayılmıştı.
Sayfa 29Kitabı okudu
·
151 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.