Gönderi

408 syf.
1/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Fiyasko
İlk defa bir kitabı okurken bu kadar öfkelendim, bu yazıyı yazarken bile kalbimin öfkeyle çarpmasını hissediyorum. Bir kadının dönüşüm hikayesi olarak düşündüğüm, önceden çok araştırmadan aldığım bu kitap tam bir fiyasko çıktı. Yazar, temeli sağlam olmayan bilgileri roman karakteri üzerinden aktarmaya çalışmış ama çocuğu, yetişkini, hatta tecavüz kurbanını suçlayarak! Öncelikle kitabın ilk 120 sayfası ve hastalarda gördüğümüz örüntünün oldukça iyi bir şekilde tanımlandığını söylemeliyim. İhmal edilmiş bir çocuk duygusal yoksunluk şemasını geliştiriyor, yetişkin bir kadın olduğunda ise romantik ilişkilerinde duygusal ihtiyacını karşılamak adına boyun eğen-teslimci ve aşırı telafici davranışları sürdürüyor. Buraya kadar güzel, heyecanla okudum. İkinci kısmında ise kadının rehabilitasyon süreci başlıyor, bu kadına yardım eden bilge kadının vasıtası ile. Bu bilge kadınımız (tahminen yazarın yansıması) bir ton laf kalabalığıyla kronik depresyonu olan bu yetişkin/çocuk kadına bilişsel süreçleri çok karmaşık bir şekilde anlatıyor, okurken içiniz daralıyor, böyle saçmalık mı olur diyorsunuz. Yazar psikolojinin bir ucundan yakalıyor ama gerisi gelmiyor, gerisi tamamiyle kişisel gelişim tavsiyeleri. 200. sayfa civarlarında kafamı duvarlara vurmama neden olacak bir cümle okuyorum ve orada kitap benim için bitiyor. Tam cümleyi hatırlayamamakla birlikte, mesaj şu şekilde: "Aslında anne-baba o çocuğu seviyordu ama çocuk yanlış anlayarak boşlukları kendisi doldurdu ve kendini değersiz/önemsiz hissetmeye başladı" Bir çocuk ihmal edilerek yalnız bırakılmışsa, değersiz hisseder! Bu yüzden çocukluk anıları çalışılırken çocuğun hangi duygu ve bedensel duyumları hissettiğine odaklanırız, ne düşündüğüne değil. Çocuğa o dönemde bu hissettirildi ve şema oluştu, ergenlik-yetişkinlik döneminde de düşünce-davranış ile şemasını nasıl devam ettirdiğini konuşuruz. Kitabın sonlarına doğru tecavüz kurbanları üzerinden yüzeysel verdiği bilgi yine dehşet uyandırıyor. Travma kurbanı, travma sonrası stres bozukluğu geliştirdikten sonra 'flashback' dediğimiz sahnelerle travmayı tekrar tekrar yaşar. Tetikleyicileri her yerdedir. Yazar diyor ki bu kurbanlara, geçmişte, yaşadığın olayda kalma, şimdiye odaklan, ne yapabileceğini düşün. Kabuslarında, gün içinde gözleri açıkken bile o travmayı tekrar yaşayan birine bu tavsiye! Velhasıl kelam, kitabı bitirdikten sonra biraz biyografi araştırması yaptım, 28 yıllık reklamcılık sektöründen sonra, boşluk duygusunu kapatmaya çalışan yazarımız birçok eğitim ve workshop'a katılarak nefes ve farkındalık üzerinde çalışmaya başlamış Diğer kişisel gelişim uzmanlarından bir farkı olmadığını anlıyorum yani. Bu inceleme yazım, bu kitabı okuyup suçluluk, öfke veya karmaşa hissedenlere. Kitapta anlatılanlar suçlu hissettiriyor, oysa ki biz hastalarımızı şefkatle kabul edip, sağlıksız baş etme yöntemlerini nasıl değiştirebileceğimizi, suçlamadan, konuşuyoruz. Karmaşık anlatılan modelleri, hastaların anlayacağı şekilde basit bir dilde anlatıyoruz. Ve son olarak, travma kurbanlarına kitapta geçen ifadeleri kesinlikle kullanmıyoruz. Bu yazıyı yazmayı kendime borç bildim. Umarım ihtiyaç duyanlara ulaşabilir.
Seyir
SeyirPiraye · Mona Yayıncılık · 20219,9bin okunma
·
111 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.